Bir kimse evlendirmeye mecbur olduğu bekâr, boşanmış veya dul evladı varsa her hangi bir yerde karşılaştıkları dost ve arkadaşlarına durumu bildirerek damat veya gelin adayı aramakta olduklarını söylemekte onlardan yardım istemektedirler. Alınan cevaplar genellikle “Peki. İnşallah bakalım” şeklindedir. Ancak aradan aylar geçtiği halde bir haber çıkmamaktadır. Bu da gayet doğaldır. Çünkü adamın başka işleri vardır. Sizden ayrıldıktan sonra kendiişlerine dalmakta ve sizi unutmaktadır.
İkincisi, adam kendine “çöp çatan” denmekten korkmaktadır veya “İyi çıkarsa kendilerinden, kötü çıkarsa benden bilirler” diye çekinmekte ve yine istenen hizmeti verememektedir.
Hâlbuki evlendirme bürosunda dosyaya ve bilgisayara girmiş ve evlenmek için bekleyen adaylar vardır. Onlar olmasa bile, altı ay boyunca gelebilecek adaylar arasında uygun bir adayın olması kuvvetle muhtemeldir.
DÜNYA GÖRÜŞLERİ İYİ BİLİNMELİDİR
Peygamberimiz bir Hadis-i Şeriflerinde; “Bir kadın dört şeyi için nikâhlanır. Bunlar, güzelliği, asaleti, malı ve dinidir. Sen dindar olanını seç” buyurmuştur.
Din, bilindiği gibi dünya hayatında kullanılan ölçüler manzumesidir. Müslüman İslam’a inandığı için onun ölçülerini tatbik eder.
Zamanımızda insanlar o kadar çeşit çeşittir ki alacağınız bir gelin adayının veya varacağınız bir damat adayının dünya görüşünü tam olarak öğrenemezsiniz. Onlar evlendikten sonra ortay çıkar ve bir geçimsizlik başlar. Onun için derkler ki “hele bir içine gir de gör.” Biz bu çalışmamızla içine girmeden fikri yapılarını adaylarımıza bildiriyoruz. Hiçbir evlenme sisteminde de bunu açıkça öğrenemezsiniz.
Bize başvuran adayları Dindarlar, Liberaller ve Sosyal Demokratlar olarak kabaca üçe ayırmakta, sonra kararı yine adaylarımıza ve ailelerine bırakmaktayız.
Aslında büro hizmetleri, evlenecek evladı olanlar için bir büyük kolaylık merkezidir.
: Büronuza evlenmek için yapılan müracaatlardan hangisi fazladır. Erkek mi, kadın mı? Müracaatçıların öğrenim durumları nedir?
LALELİ: Kurulduğundan beri gelin adayı müracaatımız, damat adayı müracaatından fazla olmaktadır. Müracaatçıların takriben yüzde ellisi yükseköğrenimli ve meslek sahibi gençler, diğerleri lise, orta ve ilköğrenim sahipleridir. Eşi ölmüş ve ikinci kere evlenmek isteyen yaşlı dul adaylarımız da bulunmaktadır. Ülkemizde yaşlı dul hanımlarımız kocaları ölünce nikâhsız kaldıklarını bilmedikleri, rahmetliye sadakatle bağlı oldukları ve bir küçük gelirleri bulunduğu için yeni bir evlilik yapmak istemektedirler. Bu gibilere makalelerimizin ilk 4’ünü iyi okumalarını tavsiye ediyorum.
Bu konu temin için 1999 ve 2000 yılları Ramazan ayına iki hafta kala Diyanet işleri Başkanlığına iki yazı yazarak; Ramazan ayında bir Cuma günü ülkenin bütün camilerinde nikâhın mana ve önemini ele alarak yaşlı dul hanımların evlenmeye teşvik edilmesini istedim ancak bunda henüz başarılı olamadım.
: Sayın Laleli. Biraz da evlendirdiğiniz ve yuvasını kurduğunuz insanlardan konuşalım. Bunlar içinde hiç ayrılanlar oldu mu?
LALELİ: Büro olarak ülke geneline ve hatta yurtdışına hizmet verdiğimiz için müracaatlar da değişik il ve ilçelerden hatta köylerden gelebilmektedir. Ankara, İstanbul ve Konya’da bu tip kurduğumuz yuvalar vardır. Ancak şehirlerarası evlenmeler de yapılmaktadır. Gerçi türküde; “Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, arşı arşı memlekete kız vermesinler” deniliyor ama bugün haberleşme ve ulaşım araçlarındaki gelişmeler sayesinde kimse türküdeki tavsiyeye önem vermiyor. Kızımız Eskişehir’den, oğlumuz Edirne’den. Biz de Ankara’dayız. Evlendiler ve mutlu bir hayat sürmektedirler. Bunlar gibi Bingöl’den Ankara’ya, İnegöl’den Ankara’ya, Ankara’dan İstanbul-Sultanbeyli’ye, İzmir’den Ankara’ya gelinlerimiz gelmişlerdir. Hatta Almanya’dan Ankara’ya getirdiğimiz gelin olmuş bu mutlu çift daha sonra İstanbul’a yerleşmişlerdir.
Hiç istenmediği ve Peygamberimiz “bir talak oludumu arş titrer” buyurduğu halde maalesef bizde de boşanma oldu. Ama sebebi ise işsizlik ve ekonomik imkânsızlıklardır.
Bu günkü şartlarda görücü usulü evlenmelerde boşanma oranı % 20, flört tipi evlenme usulünde kızların 25’i evlenmeden önce dökülmekte, % 25’i de evlendikten sonra boşanmaktadır. Bunun sebeplerini “Flört yangını” isimli kitabımda yazdım. HAY-DER’in evlendirme çalışmalarında ise boşanma % 5 civarındadır.
: Evlendirdiğiniz aileler, evlendikten sonra sizinle temas kuruyorlar mı? Veya siz onların evlilik sonrası karşılaştıkları problemlerine eğiliyor musunuz?
LALELİ: Bundan daha tabii ne olabilir. Ben onların “Dünürbaşı”larıyım. Dünürbaşılık bir ömür insanların birbirleriyle yardımlaşmasını öngörmektedir. Bir gün gazetelerde benim için şöyle bir haber çıkabilir. “Dünya’nın en çok torunu olan insan...” Neden olmasın?
YORUMLAR