Tarih konuşuyor yazı serisi HAY-DER Gen. Başk.
Süleyman Doğan kardeşimiz, Sultan Hamid’in Han (cennet mekân) ölümünün 10.Şubat1918 olduğunu belirterek bir yazı kaleme almış. Kendisine teşekkürlerimizi sunarken bu büyük Padişaha hürmeten yazıyı ben de aynen yayınlıyor, Ümmet-i Muhammed’in kurtuluşu için böyle büyük zatları yaratması için Allah’a niyazda bulunuyorum.
Abdülhamid biraz istirahat ettikten sonra yavaş yavaş kalktı. Yanında bulunan Müşfika Kadınefendi, “Ne emir buyurdunuz” diye sordu. O’da, “Evvela abdest tazelemek istiyorum” dedi. Derhal leğen ve ibrik getirildi. Kadınefendinin muavenetiyle (yardımıyla) abdest aldı. Abdülhamid, “Benim Buhari Şerifi’mi veriniz” dedi. Gösterdiği büyük metanetle yarım saat kadar Buhari Şerif’i tilavet etti. Abdülhamid’in çehresi soldukça soluyor ve göğsü mütemadiyen tıkanıyordu.
Başı yavaş yavaş sağ tarafına doğru büküldü. Göz kapakları ağır ağır düştü. Bütün vücudu bir saniye süren şiddetli bir sarsılmayla sarsıldı. Dudakları arasından şehadet kelimesi dökülerek Rabbine yürüdü (Z.Şakir, Sultan Hamid’in Son Günleri, Akıl-Fikir Yayınları). İşte ulu hakan Abdülhamid Han bir mümin olarak yaşadığı gibi ruhunu da öyle teslim etti...
Sultan İkinci Abdülhamid Han (1842-1918) bundan 98 yıl önce bugün 10 Şubat’ta vefat etti. Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı ve 99. İslam Halifesi’dir. O’nun eğitime yaptığı katkılar sayesinde okuma-yazma oranı on kat artmış, ülke genelinde 15 binden fazla okul açılmıştır. O’nun ne kadar büyük bir lider olduğunu Osmanlı Devleti’nin sancılı geçen döneminde 33 yıl boyunca başarıyla yönetmesinden anlıyoruz.
Sultan Abdülhamid, 24 milyon kilometrekarelik bir alanda; adaletle, hoşgörüyle yönetip imar etmiştir. İki Boğaz köprüsü ve Marmaray projesi O’nun projelerindendir. Bunun yanında Hicaz demiryolu, telefon şebekesi, PTT şebekesi, hastaneler, okullar, gibi devasa hizmetler zamanında yaptığı önemli çalışmalardır. Bugünkü Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Abdülhamid zamanında çalışan ve çok modern cerrahi ameliyatların yapıldığı kadın hastanemizdir. Bugün ‘Hamidiye Hastanesi’ isminin verilmesi isabetli olmuştur.
Gelişim, değişim ve yeniliğe önem veren büyük Sultan Abdülhamid kuduz aşısını keşfeden ünlü Fransız bilim adamı Pasteur’e bir heyetle birlikte on bin frank para göndermiştir. Bu para ile o dönemde İstanbul’da güzel bir ev alınabiliyordu. Ayrıca Pasteur’ü Osmanlı Devleti’nin itibarlı onur belgelerinden Mecidiye Nişanı ile ödüllendirdi.
Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesini sağlayacak Hal’ fetvasını hazırlayan Elmalılı Hamdi Yazır; “Ömrümde bu kadar ağır bir vicdan azabı çekmedim. Başıma ne geldiyse bunun manevî sillesindendir. Allah beni affetsin” demiştir.
Said Nursi; Abdülhamid Han’ın torunlarından Nemika Sultan’la görüşür ve “Biz, gençlik sâikasıyla İttihadçılar’ın propagandalarına kapılarak dedeniz merhum Abdülhamid Han Hazretleri hakkında menfi şeyler söyledik. O’nun vârisi sıfatıyla sizden helâllik diliyorum. O’nun namına bana hakkınızı helâl ediniz” diye pişmanlığını dile getirmiştir.
Mehmet Âkif’in Mısır’da yaşadığı yıllarda, Yozgatlı Mehmet Efendi’ye “Ölmez de iyileşebilirsem hatıralarımı yazmak istiyorum. Hatıralarımda Sultan Abdülhamid’e karşı özür dileme itiraflarım olacak” dediği nakledilir.
Şair Rıza Tevfik Bölükbaşı ise Abdülhamid’in vefatından sonra yazdığı şiirle ona karşı sert muhalefetinden dolayı pişmanlığını dile getirmişti. Bölükbaşı’nın özür ve pişmanlık konulu şiiri ‘Sultan Abdülhamid’in Ruhaniyetinden İstimdad’ diye başlar ve şöyle devam eder
Nerdesin, şevketli Abdülhamid Han?/Feryâdım varır mı bârigahına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,/Şu nankör milletin bak günâhına!
Tarihler ismini andığı zaman,/Sana hak verecek ey koca sultan!
Bizdik utanmadan iftira atan./Asrın en siyâsi pâdişâhına.
“Pâdişâh hem zâlim, hem deli” dedik,/İhtilâle kıyam etmeli dedik,
Şeytan ne dediyse biz “beli” dedik,/Çalıştık fitnenin intibâhına!.
Divâne sen değil, meğer bizmişiz. /Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz
Sâde deli değil, edepsizmişiz!/Tükürdük atalar kıblegâhına...
Lakin sen sultanım Gavs-ı Ekbersin/Ahiretten bile himmet eylersin,
Çok çekti şu millet murâda ersin/Şefâat kıl şahım mededhahına.
Vefatının 98. yılında büyük Sultan İkinci Abdülhamid Han’ı rahmetle yâd ediyoruz.