Hazreti İbrahim güçlenip, büyüyerek gençlik çağına gelince babası Azer’in yaşadığı Babil’de ki evlerine geldi. O da, böyle güçlü kuvvetli ve yakışıklı bir delikanlının babası olduğu için putlara şükretti. Bu durumu Kral Nemrut’a da bildirmedi.
Sevgili gençler,
Allah’ı tanıyamayan insanlara “Cahil” denir. Cahil, okuma yazma bilmeyen değil Allah’ı bilmeyen insanlardır. Bu gibi cahil insanların yönetimlerin başında yaşadıkları zamana “cahiliye devri” denilir.
Bunlar, yaratılıştan kendilerinde olan tapınma ihtiyaçlarını gidermek için ağaçtan, taştan veya tunçtan putlar yaparlar. Ne zaman bir sıkıntılı hale düşseler, yeni elbiselerini giyerler, ellerinde putlarına verecekleri çiçekleri veya adakları ile hemen putlarına koşarlar ve ondan kendilerine yardımcı olmasını isterler.
Sevgili gençler,
Ağaçtan, taştan veya tunçtan insan eliyle yapılmış putlar hiç kendini yapan insana yardımcı olabilir mi?
İşte hazreti İbrahim de işte bu yanlışı yaşadığı dönemin insanlarına bildirmekte, onların Allah’a kulluk yapmalarını, ona ibadet etmelerini ve başkasından değil sadece ondan istemelerini anlatmaktadır.
PUTLAR KIRILIYOR
Babil halkı, her sene putlar için ayin (dini tören) düzenlerlerdi. Bu ayinde hepsi bir yere toplanır bayram yapar ve sonra put haneye (putların bulunduğu ev) gider, putlara secde eder, onun için hazırladıkları hediyeleri koyar ve sonra da evlerine dönerlerdi.
Böyle bir bayram günü, Babillilerin henüz put haneye gelmediği bir zamanda İbrahim (aleyhisselam) put haneye girdi. Sağına soluna ve arkasına baktı, ortalıkta kimsecikler yoktu. Eline aldığı bir baltayı, küçük putlara vurarak bütün putları kırdı. Baltayı da, en büyüklerinin boynuna astı ve oradan uzaklaştı.
Keldâniler (Babilde yaşayan insanlar) put haneye girince bütün putların kırıldığını gördüler ve bunu yapanı yakalayarak cezalandırmak istediler.
“Putlara bu kötülüğü yapsa yapsa İbrahim yapmış olabilir. Çünkü ondan başka putlarımıza ileri geri konuşan kimse olmazdı” dediler.
Hz. İbrahim'i yakalayıp getirdiler ve “bu işi sen mi yaptın” diye sordular.
İbrahim (aleyhisselam); “Bunu büyük put yapmıştır” dedi. “Bakın balta da hala onun boynunda asılı duruyor” dedi. Ve devam etti;
“Kendisi dururken küçük putlara tapınılması istemediği için, bunu yapmıştır. İnanmazsanız kendisine sorun” dedi.
Onlar, “Putlar konuşamaz ki, sen onlara sor diyorsun” dediler.
Bunun üzerine İbrahim (aleyhisselam), “Konuşamayan ve kendilerini kırılmaktan kurtaramayan putlara neden ibadet edersiniz? Size de putlarınıza da yazıklar olsun” dedi.
Ama Hazreti İbrahim’in bu sözleri Keldaniler de bir tesir yapmadı ve onları gerçek inanca getiremedi. Onlar, dediler ki;
“Babalarımızı bu putlara taparken gördük, biz de babalarımızın yolundayız”
NEMRUTLA KONUŞMA
Putların kırılması olayının İbrahim’in (alehisselam) yaptığını anladılar ve durumu Kral Nemrut’a bildirdiler.
Nemrut, bu işi Hz. İbrahim'in yaptığını duyunca onu yanına çağırdı. O zamanlar insanlar Nemrut'a secde ederlerdi (yerlere kapanırlardı).
İbrahim (aleyhisselam) Nemrut’un yanına girdiği halde ona secde etmedi.
Nemrut, İbrahim’e "Niçin bana secde etmedin" diye sordu. Hz. İbrahim de;
Ben, beni yaratan Allah’tan başkasına secde etmem” dedi.
Nemrut " Seni yaratan kimdir? " diye sorunca, İbrahim (aleyhisselam)
Benim Rabbim, dirilten ve öldüren Allah’tır” diye cevap verdi. Nemrut;
"Ben de öldürür ve diriltirim" diyerek cevap verdi.
Zindandan (hapisten) idama mahkûm iki kişi getirtti. Bunlardan birini serbest bıraktı, diğerini idam ettirdi (öldürttü). Güya böylece o da diriltmiş ve öldürmüş oluyordu.
Hz. İbrahim bunun karşısında; “Benim Rabbim güneşi doğudan doğurur. Eğer gücün yetiyorsa sen de batı'dan doğdur da görelim” dedi.
Nemrut şaşırıp, aciz (güneşi batıdan doğduramadı) kaldı.
Sevgili gençler,
Hazreti İbrahim’in ateşe atılıp yakılmak istenmesi ve ondan sonra olan olayları da bir sonraki yazımda okuyalım, olmaz mı?
YORUMLAR