Reklam
Reklam
ÖRNEĞİMİZ DUVARIN TUĞLALARI
Nevzat LALELİ

Nevzat LALELİ

ÖRNEĞİMİZ DUVARIN TUĞLALARI

19 Haziran 2017 - 16:39

Bir toplumun güçlü olması, o toplumu oluşturan insanların birbirleriyle sıkı bir yardımla ve dayanışma içerisinde olmasını demektir. Birbirlerine her sahada yardımcı olan insanlar yine her sahada ilimde, ekonomide, hukukta, ahlakta, siyasette, düşmanla yapılacak savaşlarda büyük üstünlük kazanmasını sağlayacaktır.

İlle de AB’ye gireceğiz, ille de Batılılaşacağız diyerek Batının işbirlikçiliğine soyunmak, insanın ve toplumun kendisini inkâr etmek olur ve batı medeniyeti altında ezilmemizi sağlar. O zaman ilimde telif eserler yapamaz tercümeden öteye geçemeyiz. O zaman gerçek sanayiyi kuramaz montajla oyalanırız. İslam ülkelerinin başında bombalar patlar, biz sıranın bize gelmesini bekleriz.

“Sloganımızdan da anlaşılacağı üzere derneğimiz ferde, aileye ve topluma ait sosyal faaliyetleri ön planda tutmaktadır. İnsanımızın mutluluğu hiç şüphesiz o insanın maddi ve manevi sahalarda ki ihtiyaçlarının karşılanmasıyla mümkündür.

İnsanın maddi yönden ahlaksız, sömürücü Kapitalist düzenin insafına terk edilemez. İnsanımızın, insanca yaşama seviyesine getirilmesini yani adil ekonomik düzene kavuşturulmasını sağlamamızı gerektirmektedir.

Bu gün dünyanın her yerinde Yahudi’nin kurduğu faizci kapitalist düzen hâkimiyetini sürdürmekte ve bütün insanlık ve başta da Müslüman ülkeler insafsızca sömürülmektedir.

Birleşmiş milletler raporuna göre Zimbabve’de her türlü madenler olduğu halde bu ülke insanı fakr-u zaruret altında inlemekte ve ortalama insan ömrü 35 yaşlarına düşmüş bulunmaktadır. Ülkenin yaşadığı menfi şartlar devam ederse 20 sene sonra bu ülkede ki ortalama insan ömrünün 25 yaşa düşeceği tahmin edilmektedir.

Ülkemizin faiz belasıyla sömürülmesi (yılda 50 milyar dolar faiz ödüyoruz) gerçeği, maalesef bizleri de adım adım Zimbabve’ye benzetmeye götürmektedir.

İNSANIN MANEVİ YÖNÜ

Bir insanın mutluluğu için sadece maddi bir takım imkânlar yetmemekte, onun manevi yönünün de tahkim edilmesi (desteklenmesi) gerekmektedir. O insanın manevi yöndeki ihtiyacı, çıkarcı, bencil ve kindar bir toplum içinde değil ahlakın baş tacı yapıldığı, sevginin her yerde öne alındığı bir toplum yapısında mutlu olacaktır.

Toplumun temelini oluşturan aile ise, daha başta onu kurarken ve onun bir ömür sürmesini sağlayacak şartları hazırlarken sağlanmaktadır. Eşler arasında erkek olsun, kadın olsun birbirlerine kesinlikle bir ihanetin yaşanmamasını bilakis sevgi ve saygının yer almasını sağlamamız gerekmektedir.

Ancak bugün yatak odalarımıza kadar girmiş olan televizyon kanallarında yayınlanan diziler, aile yapımızı bozmakta sanki birer dinamit lokumu gibidirler. Aile içi huzursuzluklar ve boşanmalar artmış, yuvalar 3 aylık bir evlilikten sonra bile (Gaziantep de yaşanan olay) yıkılır hale gelmiştir.

Bu televizyonlar mutlaka disiplin altına alınmalı ve çıkarılacak bir yasayla basın hürriyetinin, ailenin temelini yıkmak için kullanılması önlenmelidir.

Bu yazı 909 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar