HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneği’nin organize ettiği “MUTLU İNSAN” paneli, ilim adamları tarafından dinleyicilere verildi. Uzun zamandan beri hazırlıkları yapılan ve önce “İnsanın mutluluğunu” konu alan panel 12.Temmuz.2014 Cumartesi günü saat 15.00 de yapıldı.
ESAM Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi seminer salonunda yapılan Panele konuşmacı olarak Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden Prof. Dr. İsmail Doğan, Elazığ Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. Mehmet Soysaldı, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Halil Çelik ve serbest avukatlık yapan Mustafa Vahdet Sürücü katıldılar.
HAY-DER’in Genel Başkan yardımcısı ve Sağlık-Der Genel Başkanı Dr. Kasım Sezen’in yönettiği panelde Prof. Dr. İsmail Doğan, “Günümüz insanı mutlumudur?” Prof. Dr. Mehmet Soysaldı, “Mutlu olmanın şartları nelerdir?” Prof. Dr. M. Halil Çiçek, “Mutluluk ve din ilişkisi” ve nihayet Av. Mustafa Vahdet Sürücü ise “Mutluluk ve siyaset ilişkisi” konularını işlemeye çalıştılar.
HAY-DER’in “Mutlu insan” paneli Abdullah Şahan’ın okuduğu Kur’an-ı Kerimle başladı. Genel Başkan Nevzat Laleli ise yaptığı açılış konuşmasında Allah’a hamd, Resulüne salavat getirdikten, panelistlere ve panele katılanlara teşekkür etti ve “Ramazan ayında oruç ağızlarımızla ve bu uzun ve çok sıcak bu yaz gününde sizleri bu Panele çağırdık. Şartların çok zor olduğu biliyor, bu gün buraya adeta koşarak gelen Panelistlerimiz ile dinleyicilerimiz, nefsimizin önümüze koyduğu bu zorluğu yenerek bu toplantıya katılmalarından dolayı tebrik ediyor, teşekkürlerimizi sunuyoruz, demiştir.
Bizim zor şartlar altında çalıştığımız bu anda, şartları bizden daha ağır olan mesela Orta Doğu da, yüzlerce tankın içinde, o tankın eritici sıcaklığında üç dört gündür, Gazze’ye kara harekâtı yapmak için bekleyen İsrail askerleri, “böyle sıcak bir ortamda bu savaş mı olur mu, dememekte ve katliam için emir beklemektedirler.
Görünüşte Filistinlileri ama aslında bütün Müslümanları adım adım yok etmeye çalışan ve hiçbir zamanda bu hareketten geri dönmeyi istemeyen bu Yahudi askerleri karşısında bizim durumumuzu varın siz hesaplayın, demiştir.
İNSANIMIZ MUTLU MUDUR?
Panelde ilk konuşmayı yapan Prof. Dr. İsmail Doğan, önce Mutluluk kavramı üzerinde durmuş ve mutluluğu; “İnsanın kendisiyle ve toplumla barışık olması hali” olarak tarif etmiştir. Modern hayatın oyuncakları ve tuzaklarına yakalanan insanlar ve özellikle de gençler, mutluluğu bu hayatın kendine sunduğu imkânlar olarak değerlendirmektedirler” demiştir. “Modern hayattan ne kadar kaçılırsa insan da o kadar mutludur” sözüyle 20 dakikalık konuşmasını tamamlamıştır.
İkinci konuşmacı Prof. Dr. Mehmet Soysaldı konuşmasında, “insan ölçüsünü nereden alıyorsa mutluluk kavramı da ona göre şekillenmektedir” dedikten sonra “biz ölçümüzü her sahibi ve maliki Allah’ın, bize göndermiş olduğu kitaptan alıyoruz.
İnsanların sadece dünya mutluluğunu değil ahiret mutluluğunu da sağlayacağını açıklayan kitabımız ile gelmiş ve gelecek bütün insanlara örnek olarak gönderilmiş Peygamberimizin söz ve hareketlerinin uygulanması mutluluğumuzu sağlar, demiştir.
Üçüncü konuşmacı Prof. Dr. M. Halil Çiçek ise “Mutluluk din ilişkisi” ne hasrettiği konuşmasında, “Bir toplumda yaşayan insan, canından eminse, mal güvenliği sağlanmışsa, akıl emniyeti korunmaktaysa, din emniyeti yani inandığı gibi yaşayabilmesi mümkün olabiliyorsa, ırz ve namusu güven altındaysa ve nesil emniyeti tam ve kamil manada uygulanmaktaysa kendisini mutlu hissedecektir. Bunun için bir veya birkaç şartı yerine getirilmemekteyse o insan mutsuzluk içinde olacaktır” demiştir.
Dördüncü konuşmacı Avukat Mustafa Vahdet Sürücü de, “Mutluluk siyaset ilişkisi” konulu konuşmasında, “İnsanoğlu hayatını sadece evinde sürdürmemekte veya dağ başında kendi başına yaşamamaktadır. Evinden çıktığında karşısına çarşıda ekonomi çıkmakta, sokakta hukukla karşılaşmakta, ahlaki değerler her an karşısına gelmekte, siyaset her yerde kendini göstermektedir. Eğer insan bu veya benzeri toplumsal konularda hakların korunduğu “Adil düzen” ile karşılaşıyorsa mutlu olmakta, her karşılaştığı bir zulüm düzeninin parçası ise mutluluk elinden kaçıp gitmektedir.
Siyaset, toplumu idare etme sanatıysa ki bu ancak tek bir sanattır, bu sanatın adil olması şarttır. Gayri adil idare sanatları ki bunların sayısı çoktur. Zamanımız da insanları yönetmeye talip 60 kadar siyasi partinin bulunmasına rağmen “Adil bir düzeni” vadeden tek siyasi kuruluş vardır ki onun adına Saadet (mutluluk) Partisi denmektedir. Diğer partilerin birbirleri ile mücadeleleri birer demogojiden ibarettir ve “sen yapamadın, ben yaparım” iddiasıdır, demiştir.
Toplantının bu noktasında Panelistlere ve dinleyicilere gül suyu dağıtılmış, Necmettin Çoban hoca ile arkadaşının söyledikleri ilahiler ile ilmi konuşmalarla ağırlaşan panel havası birden bire hafiflemiş ve hocalarımız büyük takdirini toplamışlardır.