Reklam
Reklam
MEDYANIN TARİHİ GELİŞİMİ
Nevzat LALELİ

Nevzat LALELİ

MEDYANIN TARİHİ GELİŞİMİ

12 Ocak 2015 - 17:05

En güçlü silah, Medya kitabım (1)                                           HAY-DER Gen. Başk.

İlk insan Adem (a.s) dan bu yana insanlar; kendi fikirlerini başkalarına ulaştırmak, onların da aynı fikirleri taşımalarını sağlamak, böylece kendi taraftarlarının sayısını artırarak toplum içinde güçlenmek istemişlerdir. Zira ilk insan Hz. Âdem (a.s) bir Peygamberdir ve Allah’ın emir ve yasaklarını önce kendi çocukları, sonra onların çocukları ve diğer kuşaklara iletmekle mükelleftirler.

Hz. Âdem’in çocukları Habil ve Kabildir. Habil, babasının yolunun yolcusu olduğu halde Kabil, hem ibadetlerini eksik yaptı ve hem de kurbanı Allah katında kabul edilmediğinden kardeşini kıskanarak ve onu öldürmüştür. Böylece de Batıl (yanlış yolun) temsilcisi durumuna düşmüştür.

İşte o günden bu yana insanlar ya hak tarafında veya batıl tarafta yer almışlardır. Kıyamete kadar da bu süreç devam edecektir. Hak tarafındakiler için iş kolaydır. Aklın ve mantığın kabul edeceği delillerle insanlara hakkı kabul ettirmek her zaman mümkündür. Fakat Batıl taraftakiler, kendilerine ve yaptıkları yanlışlara taraftar kazanmak için onlara ulaşabilmeleri lazımdır.  Ellerine geçirdikleri her imkânı kendi fikirlerini yaymak ve toplumu fikri narkoz altın alarak uyuşturmak, böylece kendi yanlarına çekmeye çalışmışlardır. İnsanları kendi yanlarına çekebilmek için onların takip ettikleri yol “şartlandırma yolu” dur.

Kırk gün bir insana deli denilse, o insan deli olur (deli olduğuna inanır)” şeklindeki atasözümüz, batıl fikirlerin insan topluluklarına ulaştırılmasında kullandıkları metot olmaktadır. Genellikle bir haberi veya bir yorumu medyadan öğrenen bir insanın, o haberi kendi imkânlarıyla araştırması ve doğrusu neyse ona inanması mümkün değildir. Ayrıca bu yanlış haberi birden fazla medya organı kullanıyorsa, artık o haber “günün gündemi” olmakta ve herkes o haberle ilgilenmek durumunda kalmaktadır.

İlk insandan günümüze fikir ve inançlardan biri, toplum taraflardan birinin yanına çekebilmek için bir vasıta kullanmışlardır. Bu vasıtalara zamanımızda MEDYA denmektedir.

Medya, bir fikri veya bir isteği, bir anda insan topluluklarına ulaşmasını sağlayan vasıtalara verilen isimdir.

İlk insandan bu yana Peygamberler taşıdıkları misyonları ve Cenab-ı Hakkın kendilerine verdiği harikulade (olağan üstü) olaylara yön verebilme kabiliyetleri sayesinde insanlara yön vermiş ve bulunduğu zamanlarda toplulukları yönlendirmişlerdir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) de, insanlara fikirleri ulaştırabilmek, onları aynı pota içinde yoğurmak ve Batıl zihniyetler üzerine galebe gelmek için yine medyadan yararlanmıştır. (bu konu ileride açıklanacaktır)

 

GÜNÜMÜZDE MEDYA

 

 

             ABD’deki  Evangelistleri, ABD medyası kurmuş ve desteklemiş, onların 90 milyonu bulmalarını, ABD Başkanlarının Evangelistlerden gelmesini sağlamıştır.

 

20 ve 21. Asırda medyayı, parayı ve bunlara bağlı olarak insan gücünü eline geçiren “ırkçı emperyalizm, diğer adıyla Siyonizm” sahip olduğu bu güçlerle dünya yüzeyinde eline geçirmediği ülke kalmamış gibidir. Önce ABD’de varlığını ve hegemonyasını güçlendiren bu güçler, ABD yönetiminde işbirlikçi adamlarıyla ABD’ye sahip olmuş, sonra bu gücüde kullanarak bütün dünya üzerinde söz sahibi olmuştur.

1900’lü yıllarda faizi bir “dünya gerçeği” olarak ABD’de oturtmak isteyen Irkçı emperyalizm, Katolikliğin ve Ortodoksluğun faize karşı birer inanış olduğunu görünce, elinde ki medya gücünü de kullanarak faize karşı olmayan bir mezhebin doğmasını sağlamış ve bu mezhebi kiliseleriyle, papaz okullarıyla donatarak Protestanlığı doğurmuştur.

Protestanlığın kendisi için yeterli olmadığını gören “Irkçı emperyalizm” bu sefer yine medya, para ve insan gücünü kullanarak, ırk olarak Yahudi olmadığı halde Yahudi emellerine hizmeti birinci sırada tutan “Evangelizm”  mezhebini kurmuş ve bu mezhebin bütün ABD’de yayılması, gelitirilmesi ve insanların bu mezhepte yerini alması için medyayı kullanmıştır.

Şurası bir gerçektir ki bu gün ABD’ye başkan seçilecek bir insanın mutlaka Evangelist mezhebinde olması ve bunlar henüz başkan adayları iken İsrail’e giderek ağlama duvarı önünde başındaki kippası ile dualar okuması şarttır. Bir başka ifade ile Evangelist olmayan kimse ABD’ ye başkan seçilemez.

ABD’nin önde gelen (reytingi yüksek televizyonları, trajı yüksek gazete ve dergileri) bütün medya kuruluşları, ABD’de ve dünyada bugün insanlığın yaşadığı sömürü, zulüm ve ahlaksızlık rejimlerinin kurulmasında en büyük pay sahibidirler.

 

 

 

Bu yazı 2915 defa okunmuştur .

Son Yazılar