Bataklığa düşen (genel evler, gazinolar, pavyonlar) binlerce kızımızın durumundan haberiniz var mı? Bunlar orada hangi şartlarda ve nasıl yaşıyorlar? Niçin, evlerine dönemiyorlar? Niçin, feryatlarını bizler duymuyoruz? Biz duymuyorsak milletimizin böyle bir derdi yok mudur? Gazeteler, televizyon bu bataklığı bize daha doğrusu genç kızlarımıza niçin her yönü ile tanıtmıyorlar?
Bu ve benzeri birçok sorular sorulabilir. Ama bu soruların karşısında alacağımız cevap bir büyük “HİÇ” olacaktır.
TC kanunlarından güç alan ve fuhuş faaliyetlerini kanunların gölgesinde yapan bu adamlar, kimlerdir? Nerede oturur, ne yaparlar?
İnternetten “google” arama motoruna girer, oraya Matild Manukyan yazarsanız, çok nadiren de olsa birkaç tane haber bulabiliyorsunuz. Pek tabii binlerce kızımızın bir hayat boyunca yaşadığı insanlık dışı hayattan, bir büyük faciadan birkaç küçük haber
Flört eden kızlar bu hale dönmemelidir. Sonuçta her biri, bir erkeğin eşi olacaktır.
BİR KAZAZEDENİN AÇTIĞI DAVA…
13 yaşından bu yana genelevlerde çalışan 36 yaşındaki Filiz Kargal, Matild Manukyan'ın tek varisi olan oğlu Kerope Çilingir aleyhine 500 bin dolar tazminat istemiyle dava açtı. Hem de bir ilke imza atıp vesikasının silinmesi için iptal başvurusunda bulundu.
FİLİZ Kargal'ın avukatlığını yapan Abdurrahman Tanrıverdi, Hürriyet'e, İstanbul Beyoğlu İş Mahkemesi'nde açılan 2003/948 sayılı dava ile 500 bin dolar tazminat istediklerini, 2003/345 sayılı dava ile de sigortalılığın tespiti ve emekliliğinin sağlanması talebinde bulunduklarını söyledi.
Kargal, açtığı davada işe yıllık ve haftalık izinlerinin kullandırılmadığını, mesai, fazla çalışma ile yıpranma tazminatının ödenmediği ve SSK primlerinin yatırılmadığını savundu. Kargal, dilekçesinde şu görüşlere yer verdi:
‘‘Manukyan'ın seks kölelerinden biriyim. Genelevden çıkarıldığım tarihte tek kuruş tazminat almadım. Hâlbuki bunlarda 23 yıl çalışmış olup hiçbir sosyal garantim ve gelirim bulunmamaktadır. Üç çocuk annesiyim. Tekrar oraya dönmek istemiyorum. 13 yaşında genelevde çalıştırılmanın herhalde resmi bir kaydı olmayacaktır.
Polis baskınlarında bizi ya kömürlüğe saklarlardı veya çatıya çıkarırlardı. İstanbul Ahlak Masası'nda mutlaka bu kayıtlarımız vardır. Ben yavrularımın bakımını adeta sürünerek yapıyorum.
Gençliğimi yaşayamadım, ilkokulu bitirdim ve bunların umumhanesinde işe başladım, ortaokul ve lise çağlarımı yaşayamadım.
Onlar ise kaçıramadıkları vergilerde rekorlar kırdılar, madalyalarla şereflendirildiler. Bu nedenle sigortalılığımın tespiti ile geçmiş yıllarımın primlerini yatırılarak, emekli edilmemi talep etmekteyim.
FLÖRT ÖNLENMELİDİR
Kızlarımızı yakan, aileyi dağıtan, insan şeref ve haysiyetini ayaklar altına alan flört toplum içinde mutlaka önlenmelidir.
Bunun için çok kapsamlı bir program hazırlanmalı, her kuruluş ve her kes üzerine düşen görevleri yapmalıdır.
KIZLAR FLÖRT YAPMAYIN
Flörtün önlenmesinde ilk görev kızlarımıza düşmektedir. Hisleri harekete geçiren, adına sevgi ve aşk denilen ve gözleri kör eden duygularla karar verilmesini sağlayan flört oyununun en önemli tarafı hiç şüphesiz kızlardır.
Kızlar, flört yapmayın… Annenizin-babanızın, sizin üzerinizde hakları vardır. Onları hiçe sayarak onlardan habersiz flört yapmanız, onların haklarına saygı göstermemeniz demektir.
Yukarıda açıkladığım ve başınıza bildiğiniz, bilmediğiniz felaketlerin gelmemesi için sakın flört yapmayın.
Hayatınızın kararmaması, hayatınız boyunca mutluluk kervanını kaçırmamanız için flört yapmayın.
Müstakbel kocanızın yanında, ona ihanet etmiş bir kadın acısını sürekli yaşamak istemiyorsanız, flört yapmayın.
Peygamberimizi eşi Hazret-i Hatice, kızı Hazret-i Fatıma’ya benzeyerek dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşmak dururken, yolunuzu yanlışa çevirerek flört yapmayın.
Allah’ın emirlerine sırt dönerek, Peygamberimizin şefaatini kaybederek sizi yok oluşa sürükleyecek bir davranıştan kaçının ve flört etmeyin.