Ülkemizde flört eden genç kız ve delikanlıların yüzde doksan dokuzu Müslümandır. Kızımız açıktır, cilvelidir. Oğlumuz yakışıklıdır, gelecek vaat etmektedir. Ellerinde birer akıllı telefon, dillerinde birer batı şarkısı… Üzerlerinde inandıkları din ile alakalı bir işaret yoktur. Onlara dışarıdan baktığınızda bunlar Müslüman değil bile diyebilirsiniz. Ama aynı gençler, İslam’ı savunmak noktasına geldiklerinde, karşısındakilere güçleri yettiğince anlatmaya çalışırlar. Bu şekilde ki gençlerle çok karşılaşmışımdır.
Ankara’da metro ve otobüslerde bana yer veren gençlerin hemen çoğunluğunu bu tip gençler oluşturur. Bana yer veren genci, kız olsun oğlan olsun, hemen bırakmam. Bu vesile ile onunla diyalog kurarım. Ona yazı yazdığım yerel gazetelerden takdim ederim ve ilave ederim. “Siz bana yerinizi verdiniz. Ben de size teşekkürü yazılı yapmak istiyorum” derim.
Delikanlı ve genç kızımız gazetede ki makalemi okurlar. Biraz sonra onların tebrik ve teşekkür dolu bakışları ile karşılaşırım. İşte bu sözleriyle hep İslam’a sahip çıkan bu gençlerimiz, bir taraftan da flört etmektedirler.
Konumuza dönmek gerekirse İslam yani yaratıcımız Allah, flört konusunda ne demekte ne buyurmaktadır?
Dikkat edilecek olursa buyruk bir Kaymakamdan değil, bir Validen değil, bir Bakandan değil, bir Başbakandan değil… Onları da yaratan Allah’tan gelmektedir.
Kâinatın yaratıcısı ve düzenleyicisi Allah (c.c) bizim dünya ve ahret saadetine (mutluluğuna) erişmemizi istiyor ve ekonomik, ahlaki, ilmi ve hukuki konularda bir takım emirler veriyor ve yasaklar getiriyor.
NİKÂHSIZ YAKLAŞMAYIN
Şurası iyi bilinmelidir ki, Allah’ın (c.c) haram kılarak yasakladığı şeylerde, fert ve toplum olarak bizim için zararlar vardır. Helal kılarak yapmamamızı istediği şeylerde ise bizim için faydalar bulunmaktadır.
Mesela içkinin, kumarın, zinanın, yalanın, hırsızlığın, haksızlığın v.b yasaklanmasında fert ve toplumun ezilmemesi ve sömürülmemesi gerçeği yatar. Kazancın temiz olması, ölçüde ve tartıda hakka uyulması, temiz yiyeceklerden yenilmesi ve içilmesi hep bizlerin mutluluğunu sağlamak içindir.
Bu fayda ve zararı sadece maddi boyutlarda almamak lazımdır. Bu zararların, ekonomik, sosyolojik, psikolojik boyutlarda da büyük zaraları dokunmaktadır.
Ferdin ve toplumun korunması, aile ocağının sağlam olmasına bağlıdır. Ailesi dağılan bir toplum da, dağılmaya mahkûmdur. Zina ve fuhşun yayıldığı bir toplumda aile olmaz, toplum dağılır, nesil üremez, toplum ihtiyarlaşır, aile saadeti bulunmaz, nesil bozulur, anne ve baba olma, bir evlat yetiştirme mutluluğuna erişilemez.
Bu ve benzeri kötülüklerin önlenmesi için Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerimde diğer bütün haramları “yapmayın…” derken, iş zina fiiline gelince, “zina etmeyin…” denmiyor, “zinaya yaklaşmayın… (İsra 32)” buyruluyor.
Bu buyruk ile Rabbimiz, zinaya gidebilecek bütün yolarlıda kapatmış oluyor. Yani gençlerin nikâhsız olarak birbirlerine yaklaşmaları da yasaklanmış oluyor.
Buna rağmen flört eden gençler Allah’ın bu yasağını çiğniyor ve pek tabiidir ki hem dünyaları berbat oluyor, Allah’ın emrine karşı geldiklerinden dolayı hem de ahiretleri…
Adına sevgi veya aşk denilen hislerle hareket eden bu gençler, acaba kendilerini bekleyen tehlikenin farkında mıdır?
Genç kardeşim; Tuttuğun el helalin değilse, helakin olabileceğini unutma…
Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (s.a.v) ise; “Gözlerin zinası bakmak, ellerin zinası tutmak, ayakların zinası gitmektir. Ferç (cinsel uzuvlar) bunu ya tekzib eder (kabul etmez) veya teyit eder (zina yapar) buyurmaktadır.
Görüleceği gibi dinimiz, bu yasaklar getirmiş ve “Ben Müslüman’ım…” diyenlerin uymasını istemiştir.
Allah’ın emirlerine uyup uymamak, bize bırakılmıştır. Eğer uyarsak bu bize, dünya ve ahiret mutluluğunu kazandıracaktır. Eğer uymazsak, bu sefer “flört yangını” kitabımızda da anlatmaya çalıştığımız gibi dünya acıları ile karşılaşacağımız gibi, emri tutmamak ve emre karşı gelmekten dolayı da ahiret azabına uğrayacağız.
YORUMLAR