Sevgili kardeşlerim,
Bir televizyon kanalında, İstanbul/Fatih caminin bahçesinde gelen geçen gençler - yaşlılar, kadınlar – erkeklerle röportaj (konuşma) yaptıklarını seyrettim.
TV muhabiri (takdimci) onlara şu soruları sordu.
“Dört mukaddes kitap (kitaplarımız) hangileridir?”
Bunun cevabını aldıktan sonra ikici soru;
“Bu kitaplar hangi peygamberlere gönderilmiştir.”
Aman Ya Rabbi… Koca koca adamlar, hiç birisine doğru cevap veremediler. Hele Allah’ın İsa Peygambere gönderdiği “İncil” için birçoğunun “İncir” demesi, benim için gerçekten çok yadırganacak bir durumdu.
“Bunlara film artistlerinin adlarını veya futbolcuların isimlerini sorsanız hemen ve doğru olarak cevap alırsınız da, inançlarımızla ilgili önemli bilgileri alamazsınız” diye düşündüm ve ilkyazımda bu konuları siz kardeşlerime aktarmayı uygun buldum.
Sevgili çocuklar,
Size önce Tasavvuf (İslam) edebiyatımızın öncüsü Yunus Emre’den iki dörtlük aktarmak istiyorum. Yaşı ve öğrenimi ilerlemiş insanlara diyor ki koca Yunus;
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin, bu nice okumaktır.
Okumaktan mani (amacı) ne, kişi hakkı bilmektir.
Çün okudun bilemedin, ha bir kuru emektir.
Okudum bildim deme, çok taat (ibadet) kıldım deme,
Eri hak bilmez isen, abes (boş, kötü) yere yelmektir.
Dört kitabın manisi, bellidir bir elifte.
Sen elif dersin hoca, manisi (manası) ne demektir.
Demek ki okuduk, öğrenim yaptık… Doktor, doçent veya Profesör olduk… Eğer, Hakk’ı bilmezsek, bu Yunus’un diliyle bir kuru emek yani boşuna okumak, olmaktadır.
Sevgili kardeşlerim,
Mukaddes (Allah’ın biz kullarına gönderdiği) kitaplarımızın adedi dörttür. Biz bunların (asıllarına) inanmakla sorumluyuz. Buna amentümüzde “kitaplara iman…” denmektedir.
Bunlar; “Zebur, Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim” dir. Bazı Peygamberlere ise sayfalar şeklinde kitaplar indirilmiş olduğunu Kur’an-ı kerimden öğreniyor ve bunlara da inanıyoruz.
Zebur, Davut (a.s – aleyhiselam) Peygambere,
Tevrat, Musa (a.s) Peygambere,
İncil, İsa (a.s) Peygambere ve sonuncusu ise
Kur’an-ı Kerimdir ki Peygamberimiz Hazreti Muhammed’e indirilmiştir.
Sevgili kardeşlerim,
Bu kitapların bazı özelikleri bulunmaktadır. Bunlar;
- Her gelen kitap kendinden önceki kitabın hükümlerini kaldırmıştır.
- İlk üç kitap sadece bir kavme, İsrail oğullarına (Yahudilere) indirilmişken Kur’an-ı Kerim yeryüzündeki bütün insanlar için indirilmiştir.
- Kur’an-ı Kerim son kitap, Peygamberimiz son Peygamberdir. Bundan sonra Peygamber gelmeyecek ve başka kitap da inmeyecektir.
- Zamanımızda diğer kitaplara inananlar varsa ve o kitabın hükümlerini uyguluyorlarsa bu doğru bir yol değildir. Son kitabı (Kur’an-ı Kerimi) ve son Peygamber hazreti Muhammedi kabul etmedikçe “Allah’ın hoşnutluğunu” kazanamazlar.
-
Çünkü kitapların hepsini gönderen aynı Allah’tır. İlk kitaplara inanan bir insanın
son kitaba da inanması, en doğal olanıdır.
Kitaplar, Allah’ın biz kulları için gönderdiği emir ve yasakları, bunları bize anlatan ve o hükümleri (emirleri) yaşayarak bize örnek olanlar da Peygamberleridir.
Peygamberimize iman eden ve aynı zamanda onu başına Emir kabul ederek bütün güçleriyle ona destek olan ve adlarına “dört halife” denilen arkadaşları şunlardır.
Hazreti Ebu Bekir (r.a – radıyallahu anh – Allah ondan razı olsun),
Hazreti Ömer (r.a),
Hazreti Osman (r.a) ve
Hazreti Ali (r.a)
Bunlar birer Peygamber olmayıp, Peygamberimizin ashabıdırlar (arkadaşları). Peygamberimiz vefat edince (ölünce) sıra ile İslam devletinin başına geçerek halife (Devlet başkanı) olmuşlardır.
Şimdi artık böyle bir soruyla siz karşılaşırsanız, nasıl cevap vereceğinizi biliyorsunuz. Değil mi?
YORUMLAR