Reklam
Reklam
NAMAZ DUA VE SURELERİNİN MANA VE MESAJLARI
M. Hamdi Güner

M. Hamdi Güner

Sohbet

NAMAZ DUA VE SURELERİNİN MANA VE MESAJLARI

08 Temmuz 2024 - 17:04

Hemen her Müslümanın bildiği veya bilmesi gerektiği ve -sübhanekellahümme- diye başlayan tesbih ve övgüleri içeren duanın mealini (anlamını) vermeden önce latin harflerle Arapçasını aşağıya alıyorum.

Sübhanekellahümme ve bihamdik ve tebarakesmük ve teala ceddük ve celle senaük ve lailahe ğayruk.

Şimdi bu takdir ve övgü ifadelerinin manasını (anlamını) verelim:

Allahım! Seni tebih (takdis ve tenzih ederim; noksan sıfatlardan, kusurlu davranışlardan uzak olarak ilan ederim). Ancak seni överim. Senin ismin mübarektir. Senin büyüklüğün yücedir. Seni övmek (hamdetmek) ten farklı olarak seni öldürücülüğünle de övmek) büyüktür (büyük bir iştir). Senden başka ilah (sığınak ve her şeye hakim ve ibadete layık olan) yoktur.

Bu ifadeler dünya hayatımızda dilekte bulunacağımız bir makama sunacağımız dilekçenin başında o makamı yücelten ifadeler gibidir. – Kaymakamlık yüce makamına- veya -Valilik yüce katına- ifadeleri gibi düşünebiliriz. Ama bu altı ifadeninher birinde büyük mesajlar yüklüdür. Şimdi birer birer o mesajları açıklamaya çalışalım.

SÜBHANEKELLAHÜMME “Allahım! Seni tesbih ederim” cümlesiyle Allah’ın eksik sıfatlardan, kusurlu davranışlardan uzak olduğunu ilan etmiş oluyoruz. Bu ifadeyle Allah’ın emirlerinde kusur, yasaklarında zulüm olmadığını, her emri yerli yerinde verdiğini, her yasağı da gereğince koyduğunu kabul ve ilan etmiş oluyoruz. O halde Allah’ın bütün emirlerini yapmaya, bütün yasaklarından (haramlarından) kaçmaya söz verdiğimiz gibi böyle yapılması gerektiğini de tebellüğ etmiş oluyoruz. Yani İslam’a toz kondurmayacağımıza söz veriyoruz burada.

VE BİHAMDİKE (Ancak seni överim) cümlesiyle sadece Allah’ı ve onun yolundan gidenleri öveceğimize söz veriyoruz. Mefhum-u muhalifiyle (karşıt anlamıyla) da Allah7tan başkasını ve onun yolundan gitmeyenleri övmeyeceğimizi teahhüt ettiğimizi ve böyle yapılması gerektiğini ilan etmiş oluyoruz.

“VE TEBAREKESMÜK/Senin ismin mübarektir” cümlesiyle senin isminin anıldığı yerde bereket, bolluk, hayır (iyilik) olur diye ilan etmiş oluyoruz. Öyleyse bolluk ve iyiliklere kavuşmak için her yerde allah7ın adını anacağımıza söz vermiş oluyor ve böyle yapılması gerektiğine de mesaj vermiş oluyoruz.

VE TEALA CEDDÜK/SENİN BÜYÜKLÜĞÜN YÜCEDİR” Cümlesiyle de Allah’ın hep yüce (ulvi) işler yaptığını, yapacağını, süfli (alçak) hiçbir iş yapmadığını ve yapmayacağını kabul ve ilan etmiş, bildirmiş oluyoruz. Ayrıca Allah’ın büyüklüğünün yüce olması dolayısıyla onun kulları da diğer kulları arasında büyüdükçe davranışlarının da yüceleceğine işaret etmiş oluyoruz.

Öyleyse: “Allah’ın huyu ile huylanın” Peygamber buyruğu gereğince bizler de büyüdükçe ve yükseldikçe, zenginleştikçe veya makam, mevki (kariyer) sahibi oldukça ulvi (yüce) davranışlar sergileyeceğimize, yüce işler yapacağımıza, süflice (alçakça) işler yapmayacağımıza söz vermiş oluyoruz.

Adeta büyüdükçe yahut yükseldikçe olgun meyve dalları gibi aşağıda olanlara eğileceğimize, yükselemeyenlere şefkatle bakacağımıza, dertleriyle ilgileneceğimize söz vermiş oluyor ve böyle yapılması gerektiğini tebliğ etmiş oluyoruz.

“VE CELLE SENAÜK/seni öldürücülüğünle övmek büyüktür” cümlesiyle Allah’ı her işinde olduğu gibi öldürme, bela ve musibet vermesinde bile öveceğimize söz vermiş oluyoruz.

Bir insanın trafik kazasında paramparça olduğunu ve buna rağmen ölmediğini veya bir kimsenin ihtiyarlayıp yatakta yıllarca süründüğünü düşünün. Hem kendileri ve hem de yakınlarının son derece huzursuz olacakları ve işlerini dahi zamanında yapamaz hale gelecekleri kesindir. Bu nedenle bu hallere düşen insanların ölmesi elbette hayırlıdır. Ama Allah öldürmezse ölemezler. Hem kendileri ve hem de yakınları cezalandırılmış olur. Onun için allah7ı öldürücülüğü ile de övmek durumundayız.

Öyleyse her namazda okuyabileceğimiz, cenaze namazlarında ise okunma zorunluğu olan bu cümle ile üzücü olaylara sabretmeye hazır olduğumuzu ve her kesen de buna hazır olması gerektiği, Allah’ın öldürmesinin bile bir nimet olduğu mesajını vermiş oluyoruz.

“VE LAİLAHE ĞAYRÜK/senden başka ilah(sığınak ve her şeye hakim olan) yoktur” Cümlesiyle kendimize, evimize, köy ve mahallemize, ilçemiz ve ülkemize, hatta dünya ve kainata sadece Allah’ın hakim olduğunu söylüyoruz. Bununla Allah’ın iyiliklerin çoğaldığı yerlerde cemaliyle hakimiyet kurarak her yerde iyilik ve güzellik olacağını, kötülüklerin çoğaldığı yerlerde celal sıfatıyla egemen olacağına, oralarda bela ve musibetlerin çoğalacağına dikkat çekmiş oluyor ve bu manalarla Allah’ın birliğini yani tevhidi kabul ve ilan etmiş oluyoruz. Şu halde namazın başında SÜBHANEKE’yi okumakla:

Allah’ın emir ve yasaklarını itirazsız olarak benimsediğimizi ve onlara uyacağımızı ve onları savunacağımızı, onlara toz kondurmayacağımızı; Ancak allah’ı ve onun yolundan gidenleri öveceğimizi, kötülük yapanları övmeyeceğimizi, kimsenin de övmemesi gerektiğini;

Allah’ın adını anarak bolluk ve bereket bekleyeceğimizi, onun adına ve dolayısıyla emir ve yasaklarına ters düşmeyeceğimizi, ters düşmemeye çalışacağımızı; Allah’ın büyüklüğünü ve yüceliğini kabul edip ondan ancak yüce işler bekleneceğini, onun yolundan gidenlerin de yüce davranışlar sergilemeleri gerektiğini, adi işlerde bulunamayacağını, Hoşa gitmeyen acı hadiselerin, bela ve musibetlerin de gerektiğinde Allah’tan geldiğini ve sabredilmesi gerektiğini, Kainata esasen tek Allah’ın hakim olduğunu ve iyi cemiyetle iyilik ve güzellikle, kötülük yapan cemiyetlere kötülük ve ceza ile hakimiyet kurduğu ve kuracağını ilan etmiş oluyoruz: Öyleyse:

a- Kusursuz olarak ilan ettiğimiz Allah’ın (cc) emirlerine uyalım; zulümsüz olarak ilan ettiğimiz yasaklarından uzak duralım

b- Allah’ı ve onun yolundan gidenleri övelim; Şeytan gibi insanları ve Şeytan’ın yolundan gidenleri övmeyelim.

c- Allah’ın adını her yerde analım ve onun adına ters düşen işleri yapmayalım ki evimizde, köy ve mahallemizde, ilçemiz, hatta ülkemizde bereket olsun

d- Büyüdükçe, yükseldikçe ve zenginleştikçe duygularımız incelsin; yüce işler yapalım; adi işlere ortak olmak şöyle dursun yakınlarından bile geçmeyelim; mümkünse engel olalım.

e- Bela ve musibetlerle karşılaştıkça bunların hak edildiğini veya imtihan için Allah’tan geldiğini, en azından Allah’ın izniyle olduklarını düşünerek kendimize çekidüzen verelim.

f- Kainatta her şeye ancak Allah’ın hakim olduğunu düşünüp iyilikler yaparak Allah’ın bize iyilikle hakimiyet kurmasını dileyelim. Kötülüklerden sakınarak Allah’ın bize bela ve musibetlerle hakimiyet kurmasından korunalım. M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü

Bu yazı 4207 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar