Tam karşılamasa da önce latin harflerle okunuşunu yazalım: “Ereeytelli yükezzibu biddin, velayehuddu ala taamilmiskin; feveylün lilmusallin ellezine hüm an salatihim sahün ve yemneunelmaun.”
Kısaca mana şöyle verilebilir: Dini (dinin temel inançlarından ahirete gününü) yalanlayanı gördün mü? İşte o (insanlık yoksunu) yetimi kovar; yoksulların doyurulmasını teşvik etmez. (Ama) gösteriş olsun diye namaz kılanların vay haline ki onlar namazlarından (aldıkları mesajları) unuturlar; ufacık yardımlara da engel olurlar”.
Surenin tercümesi böyle verilmekle beraber daha iyi anlaşılması geliş veya iniş sebebini bilmeye bağlıdır.
Rivayetlerin kesiştiği noktaya göre: Ebucehil’in vasisi bulunduğu (ergenlik çağına kadar işini çevirmekle yükümlü tutulduğu) bir yetim Ebucehil’e gelerek ona emanet edilen malından bir şey isteyince onu iterek reddetmiş; bunu gören Kureyş’in sefihlerinden(akılsızlarından) birkaç kişi alay ederek yetim çocuğa: Muhammed’e git, o malını sana alıversin” demişler. Yetim de bunu ciddi sanarak Peygamberimiz (sas)e gitmiş. Peygamberimiz de yetimi yanına alıp Ebucehil7e giderek yetimin malından ihtiyacını vermesini istemesi üzerine Ebucehil derhal yetimin malını vermiştir. Bunu duyan Kureyş müşrikleri onu ayıplamışlar. Ebucehil de “Muhammed7in yanında harbe(kısa mızrak) vardı, vermeseydim bana saplayacaktı” diyerek cevap vermiştir. İşte bu olaylar üzerine yukarıda tercümesini verdiğimiz Maun suresi nazil olmuş, yani ilahi makamdan dünyadaki Peygamberimize indirilmiştir. Şu halde surenin tercümesini şöyle tefsir edebiliriz:
Ya Muhammed! Ahirette hesap vermeyi inkar eden Ebucehil ve onun gibilerin putlara taptıklarını, kız çocuklarını ayıp sayıp öldürdüklerini, kadınları zevk aracı olarak gördüklerini, kölelere insanlık dışı muamele yaptıklarını ve daha nice insanlığa sığmaz davranışlarını gördün ve biliyorsun değil mi? İşte onlar kendilerine emanet edilen yetimi şiddetle kovar, yoksulları doyurmaya teşvik etmezler.
Ama namazlarından aldıkları mesajları unutan veya gafletle namazı geçirdiklerinden hızlı kılıp namazda okuduklarından alınması gereken mesajları almayanların da vay haline ki onlar da gösteriş yaparlar. Sırf Allah rızası için değil de “fazla ibadet yapıyor desinler” diye nafile ibadetleri, özellikle namazları görünecek şekilde yaparlar. Bu tip insanlar hayır yapmaya, ufak tefek yardımda bulunmaya da engellidirler. Çünkü ufak yardımlarla gösteriş olmaz. Bu surede namazda okuduklarından aldıkları mesajı unutanların akıbetlerinin kötü olacağından bahsediliyor. Bir de bu mesajı açıklamak isteyenlere engel olanların akibetini düşünün.
Gösteriş olsun diye namaz kılanlar camilerde yapılan tavizsiz vaazlara da tahammül edemez, vaaz edenleri arasıra şikayet ederek cemaate manevi yardım anlamına gelen vaazlara engel olurlar. Bu gibilere karşı cemaat vaaz edenlerin yanında yer almalı, idarecilere şikayet edenlerin çok azınlıkta olduğu, ama vaazlardan istifade edenlerin büyük bir çoğunluğu teşkil ettiğini bildirmeli, vaaz ve irşatların devamını sağlamakta bir payı olmalıdır.
YORUMLAR