Reklam
Reklam
FATİHA SURESİNİN MANA VE MESAJLARI
M. Hamdi Güner

M. Hamdi Güner

Sohbet

FATİHA SURESİNİN MANA VE MESAJLARI

08 Temmuz 2024 - 17:04

Kur’an-ı kerimin ilk suresi “fatiha” namazda başka bir sure veya ayet okunacaksa bunun da okunması ve hem de önce okunması vaciptir. Kasten terk edilmesi yani okunmaması namazı bozar. Unutularak terk edilmesi ise sehiv secdesi yani unutma secdesi gerektirir. Latin harfleriyle yazılışı şöyledir:

Elhamdü lillahi rabbilalemin, errahmanirrahiyim, maliki yevmiddiyn. İyyake na’büdü ve iyyake nesteiyn. İhdinessıratalmüstekıym sıratallezine en7amte aleyhim ğayrilmağdubi aleyhim ve leddaaalliyin.

Kısacva meali(anlamı) şöyle verilebilir: Alemlerin terbiye edicisi (düzene koyucusu) olan dünyada hem kafirlere ve hem de Müslümanlara, ahirette ise yalnız Müslümanlara nimet veren, Din (hesap) gününün (tek) sahibi olan Allah’a övgü ve şükürler olsun. Ancek sana ibadet eder ve ancak senden yardım isteriz. Bizi kıvamını bulmuş sağlam yola götür; gadaba uğrayanların ve sapıtanların (yoluna) değil.

Fatiha suresinin anlamı kısaca böyle olmakla beraber tefsir edilecek olursa çok geniş ve derin manalar içerdiği görülecektir. Fatiha suresinin ilk cümleciği “ELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİLALEMİYN” ifadesini açacak olursak bize: Kozmoğrafya bilgimiz derecesinde KOSMOS’u yani kainatı gezdirebilir.

Alemler7i eski Tefsir Alimleri ONSEKİZBİN ALEM olarak çok sayıda zikrederlerdi. Bunlar GALAKSİLER (yıldızlar sistemi) olabileceği gibi hayvanlar ve bitkiler üst ve alt alemleri de olabilir. Çünkü bunlar detaylı bir şekilde sınıflandırılırsa çok büyük sayılara ulaşacakları muhakkaktır.

Fakat biz burada YILDIZLAR ALEMİ içinde küçük bir bölümü teşkil eden GÜNEŞ ALEMİ’ nde (Güneş sisteminde) gezinerek Allah7ın gücünün sonsuzluğunu anlatmaya çalışacağız.

ELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL7ALEMİYN (övgü ve şükürler alemlerin terbiye edicisi içindir; onun için yapılmalıdır) derken fezadaki en küçük yıldız alemi olan GÜNEŞ SİSTEMİ ni düşünürsek “Övgü ve şükürler güneş sistemini şaşmaz bir düzen içine koyan Allah içindir, onun için yapılmalıdır” demiş oluruz. Ama bu sistemi biliyorsak o zaman yaptığımız hamdi daha büyük bir iştahla yaparız. Demek oluyor ki ibadetlerimiz bilgimiz nisbetinde değer kazanacaktır. Bilenlere bir nostalji olarak, bilmeyenlere de öğrenmeleri için güneş sistemini iman ve ibadetimizi etkileyecek biçimde anlatalım:

Güneş ortada olup Dünya ve onunla birlikte henüz bilinen sekiz veya dokuz gezegen onun etrafında dolanıp durmaktadır. Biz dünya üzerinde yaşadığımız için diğer gezegenleri S (es) geçerek dünyamızın güneş etrafındaki dolanışı üzerinde konuşalım.

Dünya güneşten 149.600.000 kilometre (yuvarlak bir hesapla yüzelli milyon kilometre) uzaktan dolanmaktadır.

Astronotların ifadesine göre dünyamız bu dolanım esnasında belli bir miktar Güneş’e yaklaşacak olsa ısısı artar, çok yaklaşması halinde yanarmış. Uzaklaşsa soğur veya donarmış. Öyleyse ortaya bir soru çıkıyor. Dünyamız niçin güneşe yaklaşamıyor? Güneşle arasında bir direk mi var ki yaklaşamıyor da yanmıyoruz? Veya dünyamız bir zincirle Güneş’e bağlı mıdır ki uzaklaşmıyor da donmuyoruz? Dünye ile güneş arasında ne bir ne bir direk ve ne de bir zincir bağı vardır. Hiçbir Astronot veya Kozmonot böyle bir şey dememiştir. Öyleyse dünyamızın güneşe yaklaşmasına da uzaklaşmasına da vngel olan başka bir güç vardır. O da Allah’tır. İşte biz ona onun için hamdediyor, şükrediyoruz.

Yine Astronotlardan öğrendiğimize göre dünyamız güneş karşısında Kuzey Kutup-- Güne Kutup doğrultusunda dik olarak değil 23.27 derece eğik olarak dolanmaktadır. Bu eğiklik sayesinde güneş etrafında dolanırken dört mevsim oluşuyor. Dolayısıyla dünyamız her mevsimin iklimini yaşıyor ve onlara uygun olarak da çeşitli bitkiler veriyor. Biz de hem dört mevsimin iklimini yaşıyor ve ham de dört mevsimin havasını tadıyoruz ve hem de çeşit çeşit ürünlerinden faydalanıyoruz.

Yine burada karşımıza bir soru daha çıkıyor. Nasıl oluyor da dünyamız hep 23.27 derece eğik durabiliyor? İşte bunun cevabı da “onu bu şekilde tutan bir gücün olduğudur” O güç de Allah7tan başkası olamaz. Bu bilgilerden sonra daha derin bir içtenlikle ELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİL7ALEMYİN deriz; ibadet ve duamızı daha iştahlı olarak yaparız.

Bu meyanda dünyanın güneş etrafındaki dolanışını hap 365 gün 6 saatte tamamladığı bilgisi de hafsalanızı (belleğinizi) kurcalamıştır her halde. Nasıl oluyor da dünya güneş etrafında hep aynı zaman içinde dolanıyor? Dolanım hızı hiç artmaz veya azalmaz mı?

Öyle ya! Hızı azalırsa güneşin etrafını 365 günde dolanamaz; senenin günleri dörtyüze çıkar. Asırlardan beri giderek yavaşlasaydı bugün belki de senenin günleri binlerle ifade edilir, ayların sayısı da 12 ile değil yüzlerle ifade edilirdi. Tabii o takdirde hayat kalır mıydı? Onun cevabını astronotlara bırakıyoruz.

Öyle olmadığına göre dünyamızın güneş etrafındaki dolanım hızını hep aynı ayarda (saatte 108.000 km de) tutan bir güç olmalıdır. İşte biz o güce veya o gücün sahibine “Allah” diyoruz ve ona hamd ediyoruz.

Yine bu bağlamda dünyanın kendi etrafında dönüşünü ve bu dönüşün hep 24 saatte tamamlandığını hatırlıyoruz ki bu da bir soruyu gündeme getiriyor: O da dünyamızın kendi etrafında saatte hep 1666… km. hızla nasıl döndüğüdür. Niçin bu dünyanın dönüş hızında bir yavaşlama, yahut artma olmuyor da günlerimizin toplam saati hep 24 olarak duruyor? Dünya hiç durmadan çalışan bir jeneratöre bir elektrik kablosuyla bağlı değil ki o sayede aynı hızla döndüğünü söyleyelim.

İşte burada yine dünyamızı aynı hızla döndüren bir gücün varlığını kabul etmek zorundayız. İşte o Allah’tır, biz de ona hamdetmek borcundayız.

Bir de sene içinde 12 defa karşımıza BEDR (dolunay) ve HİLAL (karpiz dilimi) halinde çıkan ve zevkle seyrettiğimiz (AY)’ın dünyamızla ilişkisini ve ibadetimize verebileceği aşkı görelim:

Ay 385 km uzaklıkta dünyamızın etrafında dolanmaktadır. Astronotların ifadelerine göre Ay bu konumdan birkaç yüz km. dünyamıza yaklaşsa arz (yer) tamamen sular altında kalır biz de boğulurmuşuz. Aynı şekilde uzaklaşsa sular çekilir susuz kalır mışız. Öyleyse ay’ın dünyamıza yaklaşmasına engel olan hangi etmendir? Veya dünyamızdan uzaklaşmasına engel olup susuz kalmamızı önleyen kimdir? Dünya-güneş ilişkisinde sorduğumuz gibi ay ile dünyamız arasında bir direk mi var ki birbirine yaklaşmıyorlar veya Ay dünyamıza bir zincirle bağlı mıdır ki uzaklaşamıyorlar? Bunun cevabı da yine “ay dünyamızın çevresinde az bir istisna ile hep aynı mesafede tutarak uzaklaşmasını engelleyen, sular altında kalmaktan koruyan bir güç vardır o da Allah’tır. İşte onun için ELHAMDÜ LİLLAHİ RABBİLALEMİYN diyerek alemleri ve o alemler içinde GÜNEŞ ALEMİ’ni (sistemini) dizayn (tertib) eden Allah’a şükür ve övgüde bulunuyor, insanlar arasında öveceklerimizi de onun rızası için öveceğimize söz vermiş oluyoruz.

Ay’ın dünyamız etrafında hep 29.5 günde dolandığını, buçuk hesabı rahat olmadığı için ay’ın birine 29, arkasından gelene 30 diyerek takvim hazırlandığını biliyoruz. İşte burada da değişmeyen bir hız sözkonusudur. Ayı’n dolanım hızı yavaşlasa idi günleri artarak güneş sisteminin kuruluşundan bugüne kadar astronomik rakamlara ulaşırdı. Yıl ve ay’ların hesabının içinden çıkılamazdı. İşte Ay’ın dünyamız çevresinde aynı hızla hep 29.5 günde dolanmasını sağlayarak bu sendroma (çıkmaza) düşmemizi önleyen bir güç olmalıdır ki o da Allah7tan başkası olamaz. İşte bunun için ELHAMDÜ LİLLAHİ RABİ-BİL7ALEMİN diyor, Allah’a şükredip onu övüyor ve kulları arasında öveceklerimizi onun rızası için öveceğimize söz vermiş oluyoruz. Böylece hep iyi insanları övmenin yoluna giriyor, kötü kimseleri övmenin yolunu kapatmış oluyoruz.

M. Hamdi GÜNER/Emekli Müftü

Bu yazı 4284 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar