Kusurlu da olsa günümüz harfleriyle metnini yazalım: Ellahümme iyyake na’büdü veleke nusalli ve nescüdü ve ileyke nes’a ve nahfidü nercü rahmeteke ve nahşa azabebek (e) inne azabeke bilküffari mülhik Tercümesi şöyle verilebilir:
“Allahım ancak sana ibadet ederiz; ancak senin için namaz kılar, secde ederiz; ancak sana koşar, sürat ederiz. Senin rahmetini umar azabından korkarız. Senin8 azabın kafirlere yetişir”
Duanın ilk cümlesinde “ibadet ederiz” derkin kulluk, yani kölelik yaparız demiş oluyoruz ki bunun manası “diğer insanların emir yahut yasaklarına itiraz ettiğimiz gibi senin emir ve yasaklarına itiraz etmez, derhal yaparız” demektir. Şu halde bu duayı okumakla:
Allah7ın emirlerini itiraz etmeden yapacağımıza, namazı onun için kılıp secde yapacağımıza, yani başkalarına gösteriş yapmayacağımıza, ona doğru koşacağımıza ve bu koşuyu hızlı bir şekiylde yapacağımıza söz vermiş oluruz. Ayrıca Allah’ın rahmetini rahmetini umanken azabından da korkacağımızı, başka bir ifadeyle “korku ile ümit arasında yaşayacağımızı, yani istikbalimizi ümit etmekle beraber garanti edemeyeceğimizi, geleceğimizin güzelliğini kaybedebileceğimiz korkusuyla devamlı dikkatli olacağımızı, şımarıklık göstermeyeceğimizi teahhüt etmiş (üstlenmiş) ve onun azabının kafirlere yetişeceğini ilan etmiş bulunuruz. Öyleyse:
Allah’ın emirlerini itiraz etmeden yapalım; yasaklarından da itiraz etmeden sakınalım. Sırf Allah rızası için namaz kılıp secde edelim. Allah’a doğru, daha doğrusu onun cennetine doğru, hem de süratle koşalım. Allah’tan ümidimizi kesmeyelim; ama gerek kendi yaptığımız ve gerekse yapılmasına engel olabileceğimiz çevremizde yapılan yanlışlardan dolayı da Allah’tan korkalım. Yeri geldikçe de Allah’ın azabının kafirlere, yani bir tane de olsa onun kurallarını inkar edenlere veya hafife alanlara yetişeceğini hatırlatalım. Çünkü bunları mesaj olarak almış bulunuyoruz.
Bu dualarda dikkatimizi çeken bir husus vardır. O da bireysel olarak okunmalarına rağmen devamlı-BİZ ifadesinin kullanılmasıdır. Şu halde bir müslümanın tek başına Allah’tan yardım istemesi, ona istiğfar etmesi, ondan düzlüğe çıkarılma talebinde bulunması, ona inanıp güvenmesi, ona yönelmesi, ona tevekkül etmesi (dayanması), onu övmesi, iyiliklerde şükretmesi, Allah’a (cc), Allah’a asi olanlardan ayrılması toplumun esenliği için yeterli değildir; en azından müslümanların çoğunluğunun bu davranışları göstermesi gerekir. Başka bir ifadeyle “toplum olarak selamete erebilmek için toplumu ilgilendiren hususlarda toplu hareket edilmesi gerektiği hususudur.
Bu uzun duayı Vitir namazında okumak vacip olmayıp sünnet olduğu için öğrenme imkanı olmayanların bunun yerine üç defa “ELLAHÜMMEĞFİR Lİ” veya “REBBENA ATİNA FİDDÜNYA HASENETEN VE FİL’AHİRETİ HASENETEN VE KINA AZABENNAR” veya üç defa “YA RABBİ” demesi yeterlidir. Mealleri de şöyledir: Allahım beni mağfiret eyle (günahlarımı afvetmesen bile örtülü tut)” Rabbimiz bize dünyada da, ahirette de güzellikler ver, bizi ateş azabından koru” Ey Rabbim! Ey Rabbim! EY Rabbim!.
YORUMLAR