Reklam
Reklam
Zemin bilinmeden bina yapılır mı?
İlhami Atasever

İlhami Atasever

Halkın Kürsüsü

Zemin bilinmeden bina yapılır mı?

28 Şubat 2023 - 14:26

Marmara, Düzce ve Kahramanmaraş depremlerinde maalesef binlerce insanımız canını kaybetmiş, binlerce insanımız yaralanmış ve binlerce de bina yıkılarak maddi, manevi birçok. çöküntüler oluşturmuştur. Bilim adamları depremle ilgili hep şunu söylerler; İnsanları deprem değil bina öldürür. Peki depremlerde binalar neden yıkılır? Bilim adamları binaların yıkılması ile ilgili çoğunlukla 3 önemli konuyu dile getirirler. Bunlar; 

1-Binanın, olduğu yere çökerek yıkılması, (Kolonların kırılması binaların göçmesi vb.) 

2-Yan yatarak yıkılma (Zemin zayıf-kötü-yetersiz vb.) 

3-Zeminin içine batarak yıkılma (Zemin zayıf-kötü-yetersiz vb.) 

“Kolonların kırılması, binaların göçmesi” binanın taşıyıcı sistemi ve statik projesi ile ilgilidir. Bu konu başka bir yazıda ele alınacaktır. 

 

 

Binanın “yan yatarak” ve “zeminin içine batarak yana eğilmesinin” nedeni binanın oturduğu temel zeminidir. Binaların yan yatarak devrilmemesi, zeminin içine batarak yan yatmaması için zeminin ne olduğu bilinmelidir. Peki bunu nasıl bileceğiz? Devleti idare eden güç, konu ile ilgili birçok yönetmelikler yayınlamıştı. Bildiğim kadarıyla 2018 yılında resmi gazetede yayınlanan ve 2019 yılında yürürlüğe giren deprem yönetmeliğinin 16. maddesinde zemin ile alakalı konu orada belirlenmişti! 

Bilim adamları; “Zemin etütleri, sondaj sayıları ve sondaj derinlikleri yönetmeliklere göre yapılsaydı yıkım olmazdı” diyorlar. Zemin etütleri özellikle 2018 Deprem Yönetmeliğine göre yapılsaydı zeminden kaynaklanan binlerce yıkım olmazdı. Zeminin mühendislik özellikleri doğru değilse binanın statik projesi, temel projesi vb. taşıyıcı sistem projelerinin de hiçbir önemi yoktur! 

Yapılan binanın Zemin Etüt Raporu ve Zemin Özelliklerinin doğru olarak yapıldığını nasıl anlayacağız? 

2018 deprem yönetmeliğinin EK 16A “zemin araştırmaları için genel kurallar” bölümünde, 16A.1.2 sondaj sayıları maddesine göre; “Bina yapılacak bir parselde sondaj sayısı aşağıdaki sayılardan az olamaz.” denilmektedir. 

Her 300 m2’lik taban alanı için en az bir adet sondaj yapılmak zorunda. Taban alanı 1000 metre kareyi geçen binalarda sondaj sayısı bina köşelerinde birer adet, ortada da bir adet olmak üzere en az beş adet olacak şekilde planlanacaktır. Binaların inşa edileceği alanlarda sondaj sayısı üçten az olmayacaktır. 

Yönetmeliğin 16A.1.4 bölümünde ise; Bina temelleri için yapılacak sondaj, temel tabanından başlayarak “yapı genişliğinin en az bir buçuk (1.5) katı kadar derinliğe inilmek zorundadır” (Örnek; Yapılacak olan binanın genişliği 20 m. ise o bina ile ilgili yapılacak olan sondaj derinliği 30 m. olacaktır) denilmektedir… 

Yapılmasına karar verilen binanın zemininde, sondaj sayısı ve sondaj derinliği deprem yönetmeliğine uygun olarak yapılmalıdır. Aksi halde zemin etüt raporlarına göre yapılması planlanan binalar için hazırlanan statik, betonarme, temel projeleri vb.nin yapılması bir anlam ifade etmez.  

Binlerce binanın maalesef yan yatarak ya da zemine batarak yıkılmasının sebebi; Sondaj sayılarının ve sondaj derinliklerinin yönetmelik şartlarına uygun olmadığı şeklinde değerlendirilmektedir. 

Zemin etüt raporlarının denetimi, Yapı Denetim firmaları ve Belediyelere aittir. Statik proje yapan inşaat mühendisi zemin etüt raporunu incelemek durumundadır. Zemin etüdünde yanlış ve hatalı bir durum olduğunu gördüğünde ilgilileri uyarmak zorundadır. Uyarmazsa yanlışa ortak olmuş olur. 

Akla şöyle bir soru gelebilir; Vatandaş,  halen ikamet ettiği konutunun, yapıldığı tarihteki sondaj derinliği ve sondaj sayısının yönetmeliğe uygun olup olmadığını sorgulayabilir mi ve bu konuda ne yapabilir? 

Bu konuda vatandaş, satın almış olduğu veya ikamet ettiği konutunun zemin etüt raporunun incelenmesi için belediyeye yazılı müracaat ederek konutunun zemin etüt raporunu isteyebilir. Zemin etütlerinin gereği gibi yapılıp yapılmadığını, yönetmeliğe uygunluğunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yetki belgesi almış olan “özel firmalara” veya “bakanlıkça yetkilendirilmiş olan herhangi bir üniversiteye” incelettirebilir. İnceleme sonunda zemin etüt raporunun gereği gibi yapılmadığı ortaya çıkarsa vatandaşın dava açma hakkı vardır.  

Sonuç: Binaların yıkılma sebeplerinden bir tanesi zemin etütlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı konusudur. Bu konu alınması gereken tedbirlerin en başında gelmektedir. Öyle ise bu konuda gereken takibin Belediyeler ve Yapı denetim firmaları tarafından sıkı bir şekilde yapılması ve konu ile ilgili tedbirlerin alınması gerekmektedir! Hoşça kalın.

Bu yazı 21701 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar