İyi bürokrat, kötü bürokrat!
Devlet dairelerinde çalışan herkes devletin ya memurudur ya da işçisi. Ne adına iş yapar? Devlet adına. Devlet kim? Çalışanı ile çalışmayanı ile herkes.
Memur veya işçi hangi kurallara göre görev yapar? TBMM’den çıkarılan yasalara göre. Yani devletin kurallarına göre. Buraya kadar anlaşılmayan bir şey yok. İyi ama insanımız zaman zaman bürokrasiden şikayetçi olur. Neden?
Açıklayayım: Geçmiş yıllarda, okulların yaz tatiline çıktıkları Haziran ayı sonlarına doğru olan bir gün, Milli Eğitim Şube Müdürlerinden birini ziyarete gitmiştim. O anda şube müdürüne bir telefon geldi. Telefon eden kişi, sınıfta kalan bir öğrencinin geçirilmesi için şube müdürüne, okul müdürüne telefon etmesi için ısrar ediyor. Neden? Sınıfta kalan bir öğrencinin sınıfının geçirilmesi için. Tabi ki ilgili şube müdürü de olmaz öyle şey diyerek gerekli cevabı verdi ve telefonu kapattı. Şube müdürü, telefon eden o vatandaşın gözünde ne oldu şimdi? Kötü müdür, kötü bürokrat. Eğer olmayacak olan bu işi o şube müdürü oldursaydı iyi bürokrat olacaktı!
31 yıl bürokraside herkes gibi ben de kanun ve yönetmeliklere göre görev yaptım. Peki problem yaşadım mı? Tabi ki yaşadım. Nasıl?
Açıklayayım: Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü ihtiyaca göre kurslar açar. Kurslara kimler katılır? İhtiyacı olanlar. Kursun sonunda kimler belge alır? Kursa devam eden, sınava katılan ve sınavda başarılı olanlar. Kursa kayıt olmadan, kursa devam etmeden, kurs sonunda sınava girmeden belge verilir mi? Hayır. Bunu bir müdür kafasına göre yapabilir mi? Hayır. Ben bunları yaşadım. Ne oldum o zaman? Kötü müdür, kötü bürokrat. Yok yaa! Bu kafada olanları da, bu zihniyete sahip olanları da Allah ıslah etsin!
Devletin müdürü, memuru veya işçisi gerekirse risk almalıdır. Evet doğru. Ama böyle yanlış işler için değil. Yapılan iş asla şahsi olmamalı. Bir idareci veya bir memur görevini yapmıyorsa, vatandaşa kaba davranıyorsa, işi yavaşlatıyorsa, tüyü bitmedik yetimin hakkını yiyorsa, bu tür olumsuzluklar da belgelenirse o zaman o bürokrat hakkında gereği yapılır. Yapılmıyorsa zaten bir yerlerde problem var demektir.
Devlet memurluğunun ne olduğunu, sistemin nasıl çalıştığını, bürokratın hangi kriterlere göre görev yaptığını bilmeyenler, kendi şahsi istekleri olmadığı zaman konumu ve görevi ne olursa olsun bürokratlar hakkında atıp tutmamalıdır. Masanın her iki tarafını da gören, yaşayan bilen birisi olarak şunu söyleyebilirim ki, herkes konumunu ve sınırını bilmelidir. Yaşadığım bu örnekleri gerekirse çoğaltabilirim.
Öğretmen olmayan öğretmen hakkında, idarecilik yapmayanlar idareci hakkında, mühendis olmayan mühendis hakkında, esnaflık yapmayan esnaf hakkında, siyasetle ilgilenmeyen de siyasetçi hakkında atıp tutarsa bu memlekette bir adım mesafe alınamaz. Herkes, konumunu bilecek, mesleğini icra edecek, anladığı işi yapacak. Anlamıyorsa soracak veya bunu da beceremiyorsa susacak!
Öyle veya böyle yetkiyi elinde bulunduranlar kamuda şahsi istekleri olmadığı zaman, ben istersem o müdürü görevden aldırırım veya bulunduğu görevde kaldığına şükretsin gibi keyif bağışlayıcı sözler, er veya geç bir gün insanların önüne gelir. Unutulmamalıdır ki devletin amiri de, memuru da, işçisi de aynı zamanda vatandaştır. Devlet memuru veya işçisi, senin benim kardeşimizdir, oğlumuzdur, kızımızdır veya bir yakınımızdır. İnsan onuruna yakışmayacak sözlerden, davranışlardan, kendini bilen herkes kaçınmalıdır.
Herkes bilmelidir ki, her kurum devletin koyduğu kurallara göre yönetilir. Devleti idare eden güç bellidir. Bu işin partisi purtisi, iktidarı, muhalefeti olmaz. Bizi idare eden devletimiz güçlüdür, gücünü vatandaştan alır. Tüm zorluklara rağmen bizleri idare etmeye çalışan devletimizin gücünü bilelim, bizi idare etmeye çalışanlara yardımcı olalım. Adil olalım, idarecilerimize karşı saygılı olalım. İdarecilerimizden yasalara uymayan isteklerimiz olmasın. İdarecilerimiz de vatandaşın saygılı oluşunu istismar etmesin, kantarın topunu kaçırmasın!
***
İşinizi yapın, karşılık beklemeyin!
Görev süresi içinde, gelecekte beklentisi olan idarecilere bir sözüm var. İşinizi yapın, ama adam gibi yapın. Karşılık beklemeyin. Takdir, teşekkür belgesi de beklemeyin. Bir klasör dolusu takdir, teşekkür belgeniz de olsa bir işe yaramayabilir. Takdir edilmek tabi ki güzel bir şeydir. Ama siz bir yerlere gelecekseniz eğer takdir ve teşekkür belgesi olup olmaması önemli değildir. Allah takdir etmişse zaten olacaktır. “Sen doğru ol, eğri belasını bulur.” Hoşça kalın.
YORUMLAR