İktidar partisi il başkanlığının, ilin problemlerinin planlı bir şekilde çözülebilmesi ile alakası var mıdır? Evet vardır. Nasıl mı? İzah edeyim. İl başkanı, ilçe başkanları, ilçe belediye başkanları ve il genel meclis üyelerinin de olduğu bir organizasyonla mahalle ve köy muhtarları ile bir araya gelinmelidir. Muhtarlardan, köy ve mahallelerin her türlü problemleri yazılı olarak alınmalıdır. Yapılacak olan bu işler bir klasör haline getirilmeli, her ilçe ile ilgili ciddi bir hafıza oluşturulmalıdır.
İlçelerde yapılan toplantının aynısı, merkez ilçeye bağlı belde, köy ve mahalle muhtarları ile de yapılmalıdır. Problemler bir klasör haline getirilerek merkez ilçenin de bir hafızası oluşturulmalıdır. Böyle bir çalışmadan, Vali ve Kaymakamlar da bilgilendirilirse tabii ki daha şık olur. Çünkü yapılacak bu tür çalışmalar aynı zamanda mülki amirlerin de işini kolaylaştırır.
Hazırlanan problemler yerelde çözülebilecek problemler, Ankara’da çözülebilecek problemler şeklinde il teşkilatında ayrıca tasnif edilmelidir. Özellikle Ankara’yı yani Bakanlıkları ilgilendiren problemler önem sırasına göre Bakanlık Bakanlık ayrıca tasnif edilmelidir.
İl ve ilçelerin problemleri ve varsa çözüm önerileri ayrıca, kaymakamlara ve ilin valisine de sunulmalıdır. Ortaya konulan problemler, ilin de kendisine ait önceden hazırlamış olduğu problemleri ile karşılaştırılarak daha güncel hale getirilebilir. İlin problemleri her zaman olduğu gibi mülki amirler tarafından ve tek elden takip edilmelidir!
Mesela; Tarım ve Orman Bakanlığını ilgilendiren problemler ilçe ilçe bir klasör halinde bakanlığa teslim edilecek şekilde olmalıdır. Problemi olan muhtar köyünün veya mahallesinin problemi için doğrudan valiye, il teşkilatına, milletvekiline değil de, ilçede kaymakama, gerekirse siyasi olarak ilçe başkanına giderek problemini ilgili kurumdan takip edebilmeli. Siyasi olarak ilçe başkanı da ilçenin problemini kaymakam veya il başkanı vasıtasıyla takip edebilmelidir.
Problemlerin takibi ilçelerde Kaymakamlar, siyasi olarak ilçe başkanları, ilde vali, siyasi olarak da il başkanları tarafından belli bir hiyerarşi ve nezaket kuralları içinde takip edilmelidir. Böyle bir çalışma sonunda kimin ne menfaati olur? Muhtar veya ilçe başkanı lüzumsuz yere il teşkilatına gitmek zorunda kalmaz. Problemini ilçe kaymakamı vasıtasıyla halledebilir. İl Başkanı, Belediye Başkanı, lüzumsuz yere Ankara’ya gitmek zorunda kalmaz. İl’e ait problemleri ilin valisi ile çözebilir.
Milletvekilleri problemleri Bakanlıklar olarak paylaşabilirler ve gerekiyorsa ilgili Bakanı telefonla arayarak veya bizzat görüşerek problemlerin çözümü noktasında üzerine düşeni yapar.
Böyle programlı bir çalışma sayesinde kazancımız ne olur? Araçların yakıt israfından, amortismanından, trafiğin rahatlamasından, gönül kırgınlıklarından, stresten, en önemli değer olan zamandan istifademiz olur. Hizmet daha hızlı olur. İlgili Bakan veya Bakanlık görevlisi de bilir ki Düzce’nin problemi tek elden takip ediliyor. İşlerde yavaşlama veya aksaklık olursa parti ayrımı gözetilmeksizin bilir ki ilin üç milletvekili, İl Başkanı ve Vali hep birlikte Bakanlıkta olur!
Böyle yapılmazsa, bugüne kadar yapıldığı gibi muhtar köyünün problemi için köyünden ilçeye, ilçeden ile, ilden Ankara’ya giderek masraf eder. Milletvekilini görebilmek için milletvekilinin zamanını alır. Aynı günde işini bitirebilirse köyüne dönerek aynı masrafı tekrar yapar. Aynı gün Ankara’ya giden birçok muhtarın da olduğunu bir düşünün! Bu işlerin bir de özel araçlarla yapıldığını düşünün, masraf daha da ağırlaşır!
Yıllar önce yazdığım bir yazıda resmi kurumlarda bir dosya kağıdının arka yüzünün de kullanılmasının ülke ekonomisine vereceği olumlu katkıyı dile getirmiştim! Her belediye başkanının, ilçe başkanının, muhtarın hizmet yapacağım diye yapacağı masrafları ve zaman kaybından olan israfı bir hesap edin bakalım kazancımız ne olacak? Boş yere zaman ve para kaybı, trafik sıkışıklığı ile zamanında yapılamayan işler için stres ve gönül kırgınlıkları. Buna gerek var mı? Planlı çalışma yapmak, ilin hafızasını hazırlamak çok mu zor?
Bu tür hatırlatmalar bazı ilgililerin canını sıkar veya huzursuz edebilir. Olsun. Onun için yazıyorum zaten. Biz bunları bilmiyor muyuz be kardeşim dedirtebilir insanlara. İyi bilinmelidir ki bu yazdıklarımın hiçbiri şahsımla alakalı değildir. Halkın istek, dilek ve eleştirisi olduğu için yazıyorum bunları.
Sonuç; Bir muhtar veya vatandaş her önüne gelen siyasetçiye derdini anlatıp ertesi günü Kaymakam, Vali veya milletvekili aranmamalıdır. Sistemli çalışmayı amaçlamalıyız. Sistemli çalışmayı teşkilatlara anlatmalı ve bu sistemi oturtmalıyız. Sistemli çalışmayı içimize sindirmeliyiz. Sistemli çalışmada her zaman il ve ilçe başkanı işin başında olmak zorunda bırakılmamalı. Bunun için de yerel siyasetçiler, ilimize yapılacak olan hizmetlerin hızlanması için partilerinde gerekli çalışmayı yapmalı, sistem geliştirmeli ve mülki amirlerin işini kolaylaştırmalıdır! Bu konuda Türkiye’de örnek bir il olabiliriz! Bunu yapmak çok zor olmasa gerek! Hoşça kalın.
YORUMLAR