Hastanedeki cenaze ve din görevlileri!
Hastanelerde görev yapan din görevlilerinin bir görevi de hastanede vefat eden insanlara son görevlerini en hassas bir şekilde yapmalarıdır. Mesela; Hastanede yatmakta olan bir hasta vefat etti diyelim. O hastanenin din görevlisi, zamanı ne olursa olsun derhal devreye girmeli ve cenaze sahibine taziyeye gelerek teskin etmelidir. Cenaze konusunda cenaze sahibine veya yakınlarına kesin ve net olarak şu söylenebilmelidir; Cenazeniz bizim cenazemizdir. Onun yıkanması, kefenlenmesi, her türlü cenaze hizmetleri ve masrafları devletimiz tarafından yani tarafımızdan yapılacaktır, ücret alınmayacaktır diyerek cenaze sahibi rahatlatılmalıdır. Burada söz konusu olan para değildir, cenazeye ve sahibine verilen değerdir. Devlet, tüm şefkatiyle varlığını orada cenaze sahibine hastane din görevlisi vasıtasıyla hissettirmelidir. Bu konuda çok dikkat edilmelidir. Hastanelerdeki din görevlilerinin o anda yapması gereken en büyük hizmet bu olmalıdır. Ne dersiniz?
***
Cenazeyi mezara koymak!
24.06.2019 tarihinde “Cenazeyi mezara koymak!” alt başlığı ile yazdığım köşe yazısında; Yaşadığımız sürece birçok şeyi görüyor veya duyuyoruz. Doğanlar var ölenler var. Bunlar hayatın değişmez gerçeği. Birçoğumuzun yakını vefat ediyor. Ölüm anında ilk akla gelen ve yapılması gereken şey olarak mezar kazımı, kefen ve mezar tahtası tedariki oluyor. Nihayetinde cenaze mezarlığa geliyor açılan çukura konuluyor.
Cenazeyi mezara kim koyuyor? Cenaze yakınlarından birisi. O kişi kim ise mezarın içine giriyor ve cenazeyi mezara yerleştiriyor. Cenazeyi mezara yerleştiren kişi o anda acı içinde olduğu için üstü başı çamurlanıyormuş, kirleniyormuş hiç farkında veya umurunda bile değil. İşte asıl dikkat çekmek istediğim konu bu!
Belediye, cenaze ile ilgili tüm hizmetleri görüyor hiçbir masraftan da kaçmıyor. Allah devletimizden razı olsun. Ama cenazeyi mezara koyan kişi çamurlanmak zorunda mı? Tabi ki değil. Peki ne yapılabilir? Cenaze için açılan çukurun bir tarafına yukarıdan aşağıya doğru, kullanışlı bir malzeme sarkıtılabilir. Halıflexe benzer ama temiz bir malzeme veya bir kullanımlık bir başka malzeme de olabilir. Dile getirmeye çalıştığım konu hiç uygulanmamış veya ilk defa dile getirilen bir konu değildir. Başka illerde veya başka ülkelerde böyle bir uygulama var. Cenazemizin ne zaman olacağı belli değil. Cenaze günümüz yağmur, kar, ayaz, güneşli bir gün olabilir. Bu konunun dikkate alınmasında fayda vardır. Çünkü bu konu hepimizi ilgilendiren ve hepimizin de belediyeden yapılmasını istediğimiz bir uygulamadır.
***
Hizmetin partisi purtisi olmamalı!
Düzce ilinde yaşayan insanlar için yapılacak her türlü faydalı hizmete destek olmalıyız. Mesela; ilimizde Eğitim, Turizm, Sanayi, belediye hizmetleri vb. konularda hizmet getireni her kim olursa olsun desteklemeliyiz. Bugün iktidarda A Partisi vardır devleti o idare eder hizmet onun zamanında gelir. Yarın iktidarda B Partisi olur devleti o idare eder hizmet onun zamanında gelir. İktidarda hangi parti olursa olsun hizmet o partinin vasıtasıyla yapılır. Demokrasiyle idare edilen toplumlarda hizmet her halükarda böyledir. Bunu sağa sola çekip sündürmenin gereği yoktur.
Partisel anlamda siyaset seçimden seçime yapılan siyaset olmalıdır. Seçimler bittikten sonra ertesi günden itibaren hangi siyasi parti iktidar olursa olsun yıkıcı ve olumsuz bir siyaset yapılmamalıdır. Neticede bizler bu yörenin insanlarıyız. Yapılan her türlü hizmet Düzce insanına yapılmaktadır. Bu konuda Bolu, Kayseri, Gaziantep, Konya nasıl bir ve beraber oluyorlarsa en az onlar kadar bizler de Düzce milliyetçisi olmalıyız. Böyle hareket etmenin kime ne zararı olur?
***
Başıboş köpekler yazısına gelen yorumlar!
Düzceli rumuzuyla yazan vatandaş: Ben buradan hayvanseverlere seslenmek istiyorum. Gelişi güzel attığınız yemler yenilmediği gibi kaldırımları kirletiyor. Hazır yemleri içeriği nedir, hayvanların sanki genetiği ile oynandı. Daha saldırgan oldukları gibi üreme, avlanma vs. Yapısal özellikleri değişti. Sağlam hayvanlar dan ziyade hasta ve sakat hayvanların özel ilgiye ihtiyaçları var. Sokaklarda tüyleri dökülmüş, hasta hayvanların hali içler acısı. Lütfen onlar üzerinde yoğunlaşalım. Saygılar.
ALİ DEMİR rumuzuyla yazan vatandaş: Tüm hayvanları sevmeliyiz. Onlar insanların yardımcısıdır. Ancak her hayvanın bir yaşam alanı vardır. Onları oradan koparmak günah olur. Maalesef bugün gelişigüzel atılan yiyeceklerle şehrimiz berbat durumda. Kopek kakaları yüzünden yolda yürünmüyor. Oysa bu güzel hayvanlar eğitilip yararlı hale getirilebilir. İnşallah bu duruma en kısa zamanda bir çözüm bulunur.
Üzeyir Veli rumuzuyla yazan vatandaş: Gözden kaçan şu hususu da ben arz edeyim. Bu köpekler kendilerine bölge belirliyor. Başka bir gruptan gelen köpek o bölgeye girdiğinde köpekler arası boğuşma başlıyor. Vatandaş ve özellikle çocuklar kendilerini bu boğuşmanın ortasında buluyor ve çocuklar büyük korku yaşıyor.
Mehmet Aşık rumuzuyla yazan vatandaş: Bu konuya bir çözüm yolu bulunması gerekmektedir. Niçin Avrupa ülkelerinde sokak köpekleri sorunu yaşanmıyor? Merak ediyorum. Konuyu dile getirdiğiniz için teşekkür ederim.
Hoşça kalın.
YORUMLAR