04.10.2021 Pazartesi günü bu köşeden “Düzcespor’a verilen destek yeterli mi?” başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım. Bu yazıma Düzce Belediye başkanımız Dr. Faruk Özlü’den aynı gün itiraz geldi.
İtiraz, mealen şu anlamı taşıyordu: “Ilhami Bey! Düzce’deki devlet kurumları arasında Düzcespor'a en büyük desteği veren Düzce Belediyesi ve onun başkanı olan Dr. Faruk ÖZLÜ olduğunu, diğer devlet kurumları, mesela; Düzce Üniversitesi ve Düzce'nin zengin iş adamlarının da aynı desteği vermesi halinde takımın hiçbir maddi ve manevi sıkıntısının kalmayacağını da yazabilirseniz memnun olurum.
Ben yaklaşık iki buçuk yıl evvel uçan kuşa borcu olan, bütün malında mülkünde, arabalarında haczi olan bir belediye devraldım. Başkan olduğum günden bu güne kadar işleri ancak düzene koyabildim. Hasta daha yeni iyileşiyor. Hastanın üzerine daha fazla gidilirse, hasta yine yatağa düşebilir!
Harcadığımız para da milletin parası, yani sizlerin parası. Yollar çukur, çamur, sular akmazken her hafta maça gidip boy göstermek pek de doğru olmaz diye düşünüyorum.
Düzcespor'a destek konusundaki yazılarınızda beni tenzih etmenizi isterim. Gerçekten İyi niyetle ve samimi çalışmalar yapmaya gayret ediyorum. İyi çalışmalar. Selam ve saygılar.”
Sayın başkanımız diyor ki! Ben Düzce Belediye başkanı olarak üzerime düşeni belki hemen değil ama zaman içinde maddi ve manevi olarak imkanlar ölçüsünde yaptım. Bir Düzceli olarak başkalarının da üzerine düşeni yapmasının doğru olacağını söylüyor. Belediye başkanı olarak yapacağım her maddi yardımı Düzce belediyesinin bütçesinden, yani halkın parası, yani sizlerin parası ile yapmam gerekiyor diyor. Bunu söylerken de Düzce belediyesinin bütçesini ancak düzene sokabildim, yollarımız çukur ve çamur, Düzce’nin su problemini daha halledememişken hep Düzcespor’a maddi destek vermemi takdir edersiniz ki sizler de uygun bulmazsınız diyor.
Sayın başkanımıza bu duyarlılığından, gayretlerinden ve desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Çünkü başkanımız Dr. Faruk Özlü söylemek istediğini hiçbir ima yapmadan açık açık söylüyor.
Eyvallah sayın başkanım. Söyledikleriniz el hak doğrudur. Ama ben o köşe yazımı yazarken asıl kastettiğim şey başkan ve bürokratların maçlara seyirci olarak katılmalarıydı. Başkan veya bürokratlar olarak hafta sonu yapılan tüm maçlara katılmasanız bile arada bir katılmanızın Düzcespor’a ve futbolculara moral açısından destek olur düşüncesiyle yazmıştım.
İlin bürokratları veya belediye başkanları, ilin adının verildiği futbol takımının maçlarına gitmek gibi bir zorunluluğu olmadığını daha önce yazdım. Ama bu takımın verdiği mücadeleye moral destek olmak gerektiğini, bunun için de hafta sonu maçlarına her hafta olmasa bile ara sıra gitmek, bu da yapılamıyorsa en azından Şıralık mahallesinde bulunan spor tesislerini ziyaret etmek gerektiğini dile getirmiş, meramımı bu şekilde anlatmıştım!
O futbolcuların gönlü alınsa, ziyaret edilse yanlış mı olur? ‘Marifet iltifata tabidir’ diyerek elde edilen başarının takdir edilmesinin moral açısından uygun olacağını dile getirmiştim. Spora destek sadece maddi anlamda değil, maçlara giderek de verilebileceğini ima etmiştim. Spora bu şekilde yapılacak desteğin sporun diğer dalları olan güreş, boks, atletizm, taekwondo, judo vb. spor dallarına da ilginin artırabileceğini söylemeye çalışmıştım.
Yine aynı şeyi tekrar ederek yazımı sonlandırmak istiyorum. Hafta sonları yapılan her maça olmasa da, arada bir Düzcespor’un maçlarına gidilmesi doğru olur. Çok meşgul olabilirsiniz, işleriniz yoğun olabilir, kurumu temsilen de olsa hafta sonu maçlarına veya hafta içi Şıralık mahallesinde bulunan spor tesislerine ziyaret yapılabilir, futbolcularla göz göze gelerek, onlara büyük moral destek olunabilir. Bu durum sadece belediye açısından değil Başkanımız Dr. Faruk Özlü’nün de söylemeye çalıştığı gibi diğer bürokratlar, kurum ve kişileri de ilgilendirmektedir. Hoşça kalın.
YORUMLAR