Hem icraatlarıyla hem de karakteriyle göz dolduran Türkiye’nin en gözde valilerinden Rahmetli Recep Yazıcıoğlu’nun sıra dışı hayat hikâyesi:
2 Haziran 1948’de Trabzon’un Sürmene ilçesinde dünyaya gelen Recep Yazıcıoğlu’na doğduğu ay sebebiyle Recep ismi verilmişti. Babasının müftü olması sebebiyle, Muğla Milas’a tayini çıkan babasının yerine evin işleriyle küçük yaştan itibaren ilgilenmeye başlamıştı.O zamanlar kırsal kesimde yaşayan pek çok erkek çocuk gibi o da odun kesip, ekin biçmişti. Ardından Recep, annesi ve kardeşleriyle birlikte babasının yanına Milas’a taşındı.
Bir süre Ankara-Muğla arasında gel git yapan Yazıcıoğlu, sonunda mezun oldu ve Aydın’a kaymakam vekili olarak atandı. Altı ay boyunca ildeki bütün kurumlarda görev yaptı ve o zamana kadar bildiği ama belki de bu kadar yakından tanık olmadığı işleyişi öğrendi.
Memurların nasıl iş yaptığını, hemen halledilebilecek meseleleri nasıl ertelediklerini, halka karşı nasıl ters davrandıklarını ve benzeri davranışları açıkça görmüştü. İşte bu tecrübeleriyle, sistemin değişmesi gerektiği kararını verdi. Kaymakam vekili olarak bir müddet görev yapmasının ardından Ankara’ya kaymakamlık kursuna çağırıldı. Kursu bitirdikten sonra ise Rize Kalkandere’ye kaymakam olarak atandı.
Tayin edildiği her yerde dikkatleri üzerine çeken Yazıcıoğlu, dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın da dikkatini çekmişti. Bir süre izlemeye aldığı Yazıcıoğlu'ndan beklediği gibi sonuçlarla karşılaşan Özal, Yazıcıoğlu’nun ismini valiler kararnamesine yazdırmıştı. Ancak Kenan Evren, kaymakamın yaşının çok genç olduğunu öne sürerek bu karara itiraz etti. Neticede Özal baskın geldi ve Recep Yazıcıoğlu 36 yaşında Türkiye’nin en genç valisi olarak Tokat’a atandı. Burada ilk olarak eğitim konusunda çalışmalara başlayan vali, ahır gibi yerlerde okuyan öğrenciler için yeni derslikler yapılmasını sağlamıştı.
14 Ağustos 1989 ile 19 Ağustos 1991 tarihleri arasında Aydın valiliği görevine atanan Recep Yazıcıoğlu, daha ilk günlerinde Nazilli SSK Hastanesi ile ilgili aldığı şikayet üzerine hastaneye doğru yola çıktı. Üzerinde tebdil-i kıyafetleriyle hastaneye giren Yazıcıoğlu, gördüğü bir hemşireye başhekimin odasını sormuş. Ve hemşireden hemen hepimizin aşina olduğu umursamaz, küçümseyici davranışlarla dolu cevabı alarak üst kata doğru çıkmaya başlamış. Başhekimin kapısı açık olan odasına girerek burada onu beklemeye başlamış. Kısa süre içerisinde başhekim içeri girmiş ve “buyurun, ne istiyorsunuz?” diye sormuş. Yazıcıoğlu da hasta olduğunu, tedavi olmak istediğini ama hiç parasının olmadığını söylemiş. Oranın hayır kurumu olmadığını, parası yoksa tedavi de olamayacağını söyleyen başhekime, devletin görevinin vatandaşına bakmak olup olmadığını sormuş sivil kıyafetler içindeki vali. Aldığı cevap karşısında sinirlenen başhekim, valiyi odasından kovmuş. Hemen o gün gerekli işlemlerin yapılmasını isteyen Yazıcıoğlu, ertesi gün başhekimin yanına resmi kıyafetleriyle ve elindeki belgeyle gitmiş. Gördüğü manzara karşısında epey şaşıran başhekime vali, başhekimlik unvanından azledilmiş olduğu haberini vermiş.
Erzincan’daki görevinin ilk yıllarında yaşanan deprem yüzünden büyük bir hayal kırıklığı yaşamış Recep Yazıcıoğlu. Yerle bir olan şehir, enkaz altında hayatını kaybedenler, yakınlarını arayan perişan insanlar valiyi derinden etkilemiş. Günlerce uyku uyumayan vali sonunda şehrin yaralarını sarmak için kollarını sıvadı ve sadece 8 ayda halkla birlikte şehri ayağa kaldırmayı başardı. Fakat Erzincan’da onu bekleyen bir olay daha vardı.
5 Temmuz 1993’te Sivas katliamından yalnızca 3 gün sonra Başbağlar katliamı vuku buldu. Kadın, erkek ve çocuklardan oluşan 33 kişinin bir camide canice katledildiği haberini aldı genç vali. Teröristlerin katliam yeri olarak Başbağlar’ı seçmesinin sebebi ise şehir merkezi ile köy arasında köprünün bulunmamasıydı. İşte bu durum valiye yeni projesi için güç verdi. Devletin yıllardır yapamadığı ve 1 trilyon maliyet çıkardığı köprüyü 8 ayda 300 milyar maliyetle tamamladı. Günlerce göl kenarında yatan, şortu ve yalın ayaklarıyla inşaatta çalışan Yazıcıoğlu, bir kez daha olmaz denileni oldurmuş ve insanların takdirini kazanmıştı. Bir süre Ankara’da geri görevde bulundu. Gelen siyasi teklifleri de hep geri çevirdi. 3.5 yıllık dinlenme döneminin ardından Denizli’ye atandı. Yazıcıoğlu, yeniden aktif olarak görev yapma heyecanıyla yeni projeler üzerinde çalışmıştı… Ülkesine, geleceğimize ve halkına her fırsatta yatırım yapan, insan gözetmeksizin herkese hizmet veren kıymetli Valimiz Recep Yazıcıoğlu’nu saygı ve özlemle yad ediyoruz. Mekanı cennet olsun… Eylül 2021 Dergi Teneffüs. Hoşça kalın.
YORUMLAR