07.06.2021 tarihinde “Bağışçılar vakfı” ara başlığı ile ilgili çok kısa bir köşe yazısı yazmıştım. Yazıma gelen olumlu tepkiler üzerine bu konunun çok önemi olduğunu ve konu ile ilgili köklü bir araştırma yapmam gerektiğini anladım. Yaptığım araştırmamın sonunda Bolu ilinde böyle bir vakfın kurulmuş olduğunu öğrendim. Konu ile ilgili gerekli kaynak bilgileri ilgili vakıftan aldım. Köşe yazım bugün de dahil olmak üzere 4 gün sürecek. Bunu da baştan belirtmeliyim.
8 Soruda bağışçılar vakfı modelini tanıyalım (1)
Her şehrin kendine özgü sorunları var, hatta yan yana olan semtlerin ve mahallelerin bile ihtiyaçları birbirinden farklı. Yaşadığı yerin sorunlarını en iyi tespit edebilecek kişiler ise o yerin yerlilerinden başkası değil. İnsanlar kendilerini doğrudan ilgilendiren kamusal kararlarda söz sahibi olmaya ve yaşam kalitelerini arttıracak hizmet ve düzenlemelere ihtiyaç duyuyorlar. Bir yandan seslerinin karar vericiler tarafından daha duyulur olmasını beklerken diğer yandan yerel problemlerin çözümünde yer almak istiyorlar. Kendi yaşam şartlarının iyileştirilmesi kadar başkalarının refahını da önemseyen ve bunun için az veya çok, maddi veya maddi olmayan varlıklarından katkı yapmaya hazır çok sayıda insan bulunuyor.
Türkiye’de insanlar zor durumlarda birbirinin yardımına koşma ve acil ihtiyaçları karşılamada destek olma geleneğine sahipler. Ancak toplumsal sorunların uzun vadeli çözümü için bir araya gelme ve ortak hareket etme pratiği toplumumuzda tam olarak yerleşmiş değil. Bireylerin yanı sıra sorumlu insan olarak kendini konumlandırmak isteyen şirketler de henüz yaptıkları sosyal katkıyı sistemli ve planlı bir şekle oturtamamış durumda. Sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin önündeki en büyük engeli ise kaynak sıkıntısı oluşturuyor.
Bu yüzden yerel sorunların kolektif biçimde çözümü, insanların taleplerinin daha görünür olması, bireylerin refahının arttırılması, kamusal faydanın geliştirilmesi için yerel kaynakları harekete geçirecek ve yerel paydaşları ortak amaç için çalışmak üzere bir araya getirecek mekanizmalara ihtiyaç var. Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV), “bağışçılar vakıflarının” ve “yerel bağışçılığın” bu ihtiyacı karşılamakta kullanılabilecek en etkili araçlar olduğu kanısında.
1-Bağışçılar vakfı nedir?
Bağışçılar vakıfları, belli bir bölgede yaşayanların refahını arttırmak, güncel ve uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla birçok bağışçıdan az veya çok miktarlarda fon toplayan, bunları kaynak havuzunda bileştirerek anavarlık oluşturan, anavarlık geliri ile kar amacı gütmeyen kuruluşların inisiyatiflerini hibe tahsisi yoluyla destekleyen, bağışçılara özel hizmetler sunan ve yerel liderlik faaliyetleri yürüten kuruluşlardır.
2-Neden dünyada en fazla artış gösteren organizasyon yapısı?
2000 yılında dünyada toplam bağışçılar vakfı sayısı 905 iken şu anda bu sayı 1,680’e çıkmış durumda. Bu vakıf türünün bulunduğu ülke sayısı ise 56’ya ulaştı. Bağışçılar vakıflarının dünyada gittikçe daha yaygın bir model haline gelmesi ve sayısının artmasının ardında üç temel neden yatıyor:
*Küresel ekonomik durgunluk dolayısıyla uluslararası bağışçıların sivil inisiyatiflere daha az fon aktarma eğilimi,
*Zorlaşan şartlar karşısında yurttaşların kamusal yaşamda daha fazla söz sahibi olma ve yaşadığı bölgede sorumluluk alma istekleri,
*Bağışçıların yaptıkları bağışların etkisini görme ve geleneksel hayırseverlik anlayışının ötesine geçebilen stratejik bağışçılık araçlarına ihtiyaç duymaları,
3-Bağışçılar vakıflarını, diğer kuruluşlardan ayıran özellikleri nelerdir?
Bağışçılar vakfının her birinin kuruluş yapısı, çalışma biçimi ve faaliyetleri açısından diğerinden farklı olduğu söylenir. Bağışçılar vakıfları kurulduğu yerin kültürü, tarihi ve gelenekleri ile şekillenmelerine rağmen şu ortak özelliklere sahiptir:
Yerellik: Genellikle ülke, bölge ya da şehir gibi coğrafi kriterle belirlenen sınırlı bir alanda yaşayan kişilerin yaşam kalitesini iyileştirmeyi ve toplumun değişen ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlar. Sürdürülebilirlik, bireyler, şirketler, hükümetler ve diğer vakıflarından alınan bağışlar sürekli bir anavarlık fonunda toplanır. Anavarlık sürdürülebilirliğin en önemli etmenidir. Anavarlıkla yapılan yatırımından elde edilen gelirler devamlı olarak hibe, burs ve bağışlarla yerel girişimlerin finansmanında kullanılır.
Katılımcılık: Hizmet ettiği bölgenin geniş bir temsilini sağlayacak şekilde farklı paydaşların vakıf yönetimine katılmasını sağlar.
Yatırım uzmanlığı: Bağışlanan varlıkların en karlı şekilde değerlendirilmesi için gerekli olan yatırım ve finansal yönetim bilgisine sahiptir. Sürekli olarak avukatlar, emlak danışmanı ve finansal planlamacılar ile görüşerek her ekonomik duruma uygun bağış planları tasarlarlar. Devamı yarın. Hoşça kalın.
YORUMLAR