Biraz buruk,biraz hüzünlü bir bayram sabahı...Yaşadıklarımızı hatırlarken, bundan sonra yaşamak istediklerimizi de gözden geçireceğiz.
BAYRAM GELDİ, HOŞ GELDİ…
Bayram günleri, herkes gibi benim de en sevdiğim günlerdendir.Çocukluğumda nasıl yaşadıysam şimdi de aynı bayram günlerini yaşamak istiyorum ve buna da çaba gösteriyorum açıkçası.
Çocukluğumda en zor geçen gün Arife günleriydi.Bir hafta önceden alınmış ve defalarca ayağıma sokulup çıkarılmış rugan ayakkabılarımı giyebilmek için bir an önce bayram sabahının olmasını beklerdim.Ayakkabılarımı giyip azıcık sokağa çıkacak olsam, annemin nefesini ensemde hissederdim.” Kızım bayramda temiz temiz giyersin” der, ayakkabılarımı çıkarttırırdı bana.Hatırladığım ilk bayram benim için çok özel bir bayramdı.Annem, kırmızı üzerine beyaz puanlı,belden kloş bir elbise dikmişti.Altına, Cuma pazarından siyah rugan bağcıklı bir ayakkabı almıştı babam.. O rugan ayakkabıları bu gün bile hatırlarım. Onlar benim ilk ayakkabılarımdı.
Köylerimizde her evde aynı telaş olurdu.Bayramdan birkaç gün önce komşulardan birinde baklavalar, kocakarı gerdanları (Burma) ,oturtmalar yapılırdı.Tatlı yapılacak eve tepsisini ve hamurunu kapan gelirdi.Güle oynaya tatlılar açılırdı.Evlerin önlerindeki fırın, tatlıların pişirilmesi için yakılır, tatlının en zor ve önemli kısmının pişirilme kısmı olduğu söylenirdi.Herkes kara fırında pişirme işinden anlamazdı.Bu işin ustaları ayrıydı.
Evlerdeki temizlik işi bittikten sonra Arife günleri genellikle yemek pişirme işine ayrılırdı.Evlerimizde neyimiz varsa pişirip tencereleri sıralardık sergenlere.......Kara lahana ve asma yaprağından yapılan sarmalara doyum olmazdı… Mutlaka herkesin evinde ikram edecek sarması bulunurdu…..İkram etmeyi severiz çünkü….
Bizim evde bayram, babamın bayram namazına gitmesi ile başlardı.Babam evden çıktı mı evde alarm verilmiş gibi herkes bir işin ucundan tutar ve kahvaltıya kadar her iş bitirilirdi.Giyinme işi kahvaltıdan sonra yapılırdı.Babamın camiden eve gelmesi ile hepimiz sıra ile babamın elini öperdik.Annem de babamın elini öperdi……Biz bunu hiç yadırgamazdık....Bu gün söylediğimde bazılarının tuhafına gitmiş olsa da bizim hiç tuhafımıza gitmezdi..
Biz bayramlarda hiçbir zaman başka yerlerde olmak istemezdik.Ailemizin yanında evimizde olmak isterdik.Hep beraber yenen yemekler, uzaktan gelen misafirler, komşular, komşu ziyaretleri çok hoşumuza giderdi. Bayramları tatil olarak düşünmezdik.Onlar bizim çok özel günlerimizdi.
Bizim yaşlılarımız evde kimsenin yolunu gözlemezdi. Çünkü o kimseler hep onların etrafında olurdu.Bizim yaşlılarımız kimseye “ Bayramda tatile gittiler, bu yüzden gelmediler “ demezdi…
Son yıllarda zamansızlıktan mı bilinmez en küçük tatilde bile herkes bir yerlere gitme telaşında.Özellikle bayramlarda mutlaka tatil programları yapılmakta.Hali vakti yerinde olanlar yurt dışı ve yurt içi tatil rezervasyonlarını aylar önce yaptırdılar bile…Çalışan insanların yoğun tempolarından kurtulmak için bulundukları yerlerden uzaklaşmak isteklerini anlayışla karşılıyorum.Ama bunun için bayramları seçmesinler demekten de kendimi alamıyorum.
Bayramlar ailelerin bir arada olması, eş, dost ve akrabaların birbirlerine yakınlaşması ve kaynaşması için doğal ortamlar. Herkesin bayramlarda yolunu gözlediği birileri vardır mutlaka.Onlara bu mutluluğu çok görmeyelim.Çocuklarımızı bu ortamlardan uzaklaştırmayalım.Onlarda bu güzel örf ve adetlerimizi kendi zamanlarına taşısınlar.
Zamanlar ve mekanlar değişse de içimizdeki güzel duygular değişmesin........Mutlu Bayramlar…….
YORUMLAR