Reklam
Subjektif Değil !..
Erol TAYHAN

Erol TAYHAN

Subjektif Değil !..

29 Ağustos 2024 - 15:52

Objektif göz ve objektif yürekle şöyle geniş açıdan bakmak, geniş açıdan görmek çok mu zor !.. İşte bizler ZOR’u başarmak için karşınızdayız. Haksızlıklara göğüs germek için yanınızdayız. “Doğruluk-dürüstlük ve cesaret” ilkemizle…

Söylendiğine göre dünyanın ilk gazetesi Pekin’de Milattan Sonra (MS.)Beşinci Yüzyıl’da yayınlanmaya başlanmış. Tsing Pao adını bu gazete 1935 yılına kadar yayınını sürdürmüş.

         Avrupa’da ise “Julius Caesar”ın Acta Diurna’larını saymazsak gazetelerin geçmişi pek fazla geriye gitmiyor.

         Bu kıtada ilk düzenli gazeteler 1600’lerde Almanya’da yayınlanmaya başlanmış.En eski Avrupa gazetesi 1609 yılında yayımlanmaya başlanmış…

         'Bunlardan bize ne' dediğinizi duyar gibiyim. Ancak takdir edersiniz ki "dünü bilmeden bugünü sorgulayamayacağımız gibi, yarından da emin olamayacağımız” gerçeğini hatırlatmak isterim!.." O yüzden beni bu konuda mazur görünüz lütfen...

         Bu kısa bilgilerden sonra ülkemizde ve bölgemizdi gazetelerin seyrini irdelemek, gazetelerin icra ettiği misyona bakmak gerekiyor.

         Bu kısa satırlardan sonra sizleri biraz daha düşünceye davet ediyorum…

         …   …

         “Yayıncılıkta, basın –yayında, medya”da en zor şeydir objektif olabilmek. Subjektif değil…Tek yanlı, tek yönlü ve tek düşünceli olmak.Sabit görüş açısına sahip olmak…Bu düşünce yapısı hangi çağda kaldıysa…

         İşte o kadar önemlidir objektif olabilmek, objektif kalabilmek…

         Peki  o halde nedir objektif !..

         Kimimiz objektifi “fotoğraf, dürbün, kamera gibi film makinesinde bulunan mercek takımı” olarak bilir. Bu tarif teknik olarak tabii ki yanlış değil !..Ancak bizim asıl üzerinde durduğumuz “objektifin ifade ettiği mana”dır. “Görüş açısıdır; anlayıştır, görüştür, düşüncedir, bakış açısıdır…”

         Buna göre objektifi şu şekilde tarif etmek mümkündür: “Gerçeği olduğu gibi yansıtmaktır. Hissi olmamaktır. Tarafsız ve yansız olmaktır. Kişiye değil, umuma(genele) ait nitelik taşımaktır. Yani afaki olmak…”

         Bu kısa bilgiden sonra yazılı ve görüntülü (“medya” sözcüğü ile de ifade ettiğimiz ) basın-yayın organlarını şöyle bir hayalinizde canlandırın isterseniz !..

Hangi televizyon objektif ?..Hangi gazete subjektif ?..

Ne oldu ?..

”Objektif olana rastlayamadınız mı yoksa!..”

Tabii ki maalesef tek yönlü, tek yanlı, tek düşünceli basın-yayın organları çoğunlukta…

O zaman ne oluyor?

-Doğru dediğiniz, doğru bildiğiniz, doğru gördüğünüz çok şeyin aslında büyük bir “yalan” olduğunu akşam eve gelince TV’den veya sabahleyin gazetelerden görüyorsunuz…

“Basın, dört büyük güç’ten biridir.” Öyle değil mi ? Tabii ki sözde !..İcraatta tartışılır.

Büyük olmak demek güçlü olmak mı demek !..Ya da “güçlü olmak demek, küçükleri ezmek mi demektir !.. Güç gösterisi böyle mi anlaşılmalı; böyle mi algılanmalı !..

Asıl büyüklük “haksızlığın ifşa edilmesi, ya da açıklanması ile ortaya çıkar.”

Basının görevi burada başlar. “Objektif olan basının görev ve sorumluluğu işte burada başlar.”

Peki o kadar zor mu basın-yayında objektif olmak?

Objektif göz ve objektif yürekle şöyle geniş açıdan bakmak, geniş açıdan görmek çok mu zor !..

İşte bizler ZOR’u başarmak için karşınızdayız. Haksızlıklara göğüs germek için yanınızdayız.

“Doğruluk-dürüstlük ve cesaret” ilkemizle…

Zordur ama yapılması gereken o’dur.

Bizler zoru başarmaya talibiz;

Objektif olacak, objektif görecek ve objektif kalacağız.

Subjektif değil !.. 

 

Bu yazı 796 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar