2014 yılı bitmeden yeni yıla girmeden bu duygularımı ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istediğim için apar topar bu yazımı tamamlama ihtiyacı duydum. Bu "yazım" 09.Aralık.2014'te başlanmış ancak nokta konulmamış bir yazıdır..Noktayı 2014'ün sonunda koymak nasip oldu...!
Düzce'nin il oluş tarihinin "iyi " anlaşılıp "iyi" algılanmasının gelecek nesiller için öneminin kavranması gerektiğine inandığım için bu yarım kalmış yazımı bugün tamamlıyorum...
...İLÇE'DEN 81'E
"09.Aralık.1999 tarihi" kimilerine göre anlamsızdır, gereksizdir ve önemsizdir..Onlara göre hiç bir şey ifade etmez..."Nedir yani 'il oldukta ne oldu'!..Ne kazandık...! Ne elde ettik...!
Bu ve bunun gibi söylemlere zaman zaman şahit oluyoruz..Hiçbirinin de"kökü yok" bana göre.Köksüz, mesnetsiz ve belgesiz sözler bunlar....Tabii ki gereksiz de...Aslında dünü hatırlamamak dün yapılanları görmemek "körlük"ten öte "vefasızlıktır" da bana göre...Neden mi!
1999'UN 9 ARALIĞI...
Bu tür söylemler bir kinin ve hırsın, bir çile ve ızdırabın, bir serzenişin "tepki"yle dışa yansımasından başka bir şey değildir...Hiçbir Düzceli samimi olarak"keşke ilçe kalsaydık" diyemez, demez, dememeli...!Diyeni de bir dinleyin isterseniz muhakkak vardır bir "derdi"...Bu an'la bu zaman'la "çözemediği " bir derdi vardır...Ya ekonomik ya da sosyal bir sıkıntısı vardır...İrdelenirse çıkacaktır ortaya...Neyse tabii ki bir değeri yüzde yüz bir toplumun onaylaması mümkün değildir takdir edersiniz...Ben o tek-tük serzenişleri bir kenara bırakıyorum asıl "dün"ü bilmeden"dün"ü yaşamadan atıp tutanlara hastayım...Mehmet Akif'in çök sevdiğim şu sözü herşeyi anlatıyor aslında değil mi:"Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, HİÇ İBRET ALINSAYDI TEKERRÜR MÜ EDERDİ"
İbret alınmayan ders alınmayan hiçbir olaydan ne başarı bekleyin ne de huzur...Geçmişten ders alamayan fert, toplum, devlet; kim olursa olsun geleecğinden emin olamaz. Önünü ğöremeyen başarıyı da gğöremez...O yüzdenMerhum Akif'in bu sözü çok anlamlı ve "mesaj yüklü" bir sözdür !İyi algılanması lazım...
1950'DEN 99'A..
Düzce'nin il oluş hikayesi 1950'li yıllara dayanıyor.Demokrat Parti (DP) zamanında başlayan bu bir istek ve arzu bin 9 yüz doksan 9'un (1999) aralık ayında tescillenmiştir...O asrın yıkımının ardından gelen böyle bir mutluluğa inanın sevinemedik...O AN'ı ANCAK yaşayan anlar..Sonradan türeyenler, hazıra konanlar, hele hele bizim değerlerimiz üzerinde "TEPİŞENLER" hiç anlayamaz.Siz bizi anlamazsınız anlayamazsınız...
"İL" DAVASINDA "AYRI" DÜŞÜNMEDİLER!
"Düzce'nin il olması için Ankara'ya giden" heyetler içerisinde zaman zaman yer alan biri olarak çok daha rahat yazma ve konuşma hakkına sahip olduğumu düşünerek bugünlere gelinceye kadar emek sarfeden herkesi şükranla, Ebed-i Alem'e göç edenleri de rahmetle anıyorum..Dönemin Milli Eğitim ve Kültür BakanıAvni AKYOL bunlardan biriydi..Necmi HOŞVER'le "ayrı parti"den olmalarına rağmen "İl davasında" hiçbir zaman "ayrı" düşmediler, ayrı düşünmediler.,.İki dönem Belediye Başkanlığı yapmış Ruhi KURNAZ,dönemin kaymakamları içindeAtilla VURAL ve Celalettin ÖZDAL'ın yaptıkları mücadele inanın unutulmaz..Deprem öncesi Asar Suyu'nun etrafında temizlik yapılmasıydı Düzce deprem öncesi selle birlikte Efteni Gölü'ne uçardı. Kaymakam Özdal'la BaşkanKurnaz o dönemde müthiş bir dayanışma sergileyerek Cay'ın üzerindeki ve yanındaki binaları temizleyerek büyük bir faciayı önlemişlerdir..
5 VEKİLDEN 4'Ü DÜZCELİ'YDİ..
O dönemin siyasi parti Bolu İl Başkanları da önemliydi.Çünkü Bolu istemeden veya onaylamadan ilçe olmamız zor olurdu.Bolu da özverili davrandı, anlayış gösterdi...Bolu'da bir anlamda bu şekilde "Düzce kamburunu" temizlemiş oldu..İl olduktan sonra görüştüğüm Bolulu bir gazeteci arkadaşım bana öyle demişti:"Şimdi il olduğumuzu anladık"
Üstelik 1999 aralık ayında 5 Bolu Milletvekilinden 4'ü Düzceli'ydi. ANAP'tanAvni AKYOL, MHP'den Dr. Ersoy ÖZCAN, DYP'den Necmi HOŞVER, DSP'den Dr. Mustafa KARSLIOĞLU Düzceli'ydi..Beş Milletvekilinden sadece biri Fazilet Partisi'nden (FP) İsmail ALPTEKİN Bolulu'ydu. Eğer o dönem ikinci sırada seçime giren Feti GÖRÜR birinci sıradan aday gösterilmiş olsaydı Bolu Milletvekillerinin tamamı Düzceli olacaktı... Anap'ın o dönemde Bolu il Başkanı Yusuf YAMAN'dı ve Yaman'ın Düzce'yle ve Düzcelilerle iyi bir diyalogu vardı ...Üstelik partinin altı başkan yardımcısından 3'ü Düzce'liydi: İkinci Başkan Zekeriya KORKMAZ,teşkilattan sorumlu başkan yardımcısı Erdoğan SEZGİN ve Dündar AKDENİZ'i unutmamak lazım.. İşte böyle bir ortamda geldi bizim 81 plakamız..Kolay olmadı yani..Siz bir yere "ODAKLANIRSANIZ" onun sonu gelir...İl olma hayaliyle aniden kaybettiğimiz Avni Akyol başta olmak üzere 1950'den bu yana il olma mücadelesinde yer alan büyüklerimizi rahmetle anıyorum, hayatta olanlara da "şükran" borcumuz var unutmamak lazım..
Vefasızlık insafsızlıktır..Onun için emeği geçenleri unutmak "kör" olmak anlamı taşır...Vefasızlık bir anlamda hainliktir...
Başa dönersek "keşke ilçe kalsaydık" lafı "laf-ı güzaf" yani "boş ve anlamsız" bir laftan başka birşey değil...
İşin özü, keşke'leri bırakalım geleceğe bakalım biz.Geleceğe ...
"GEÇMİŞTEN ders alarak GELECEĞE..."