Projesi olmayan ne belediye başkanlığına, ne belediye meclis üyeliğine, ne İl Genel Meclisi üyeliğine, ne de muhtarlığa sakın TALİP OLMASIN !..
Seçim bir “proje” yarışıdır.
Projesi olmayan ne belediye başkanlığına, ne belediye meclis üyeliğine, ne İl Genel Meclisi üyeliğine, ne de muhtarlığa sakın TALİP OLMASIN !.. Projeniz yoksa hedefiniz yoksa bugünden söylüyorum : “Yola çıkmayın !..”
Önce beni karşınızda bulacaksınız. Atıp tutmayın. Söylediklerinizi bir kurala bir kaideye oturtun. Kimse ezbere aday olmasın.
Cümlemin başında bu ilkeleri ortaya koyayım da biraz da detaylandırarak konunun önemini, seçimin ifade ettiği manayı önemi ve değeri ortaya koymuş olayım.
Siyasette, hele “belediye başkanlığı”nda tabii ki bir takım kriterler vardır; İstemek, talip olmak; hedef, heyecan, ilkeli duruş..!
Her biri başlı başına bir konu. Şimdilik detaylandırmaya gerek yok.
Ancak sokakta yürürken, sahada koşarken, masada veya kasada otururken “GEL BAŞKAN OL” derlerse anlayın ki “sen birilerinin adamı veya kuklası olmaya mahkumsun” demektir. Seçilecek kişi “kukla değildir.” İcranın başıdır… Eylemin baş mimarıdır…İş ve icraatın başıdır.
NEDEN PROJE ESASTIR..!
“Çizmeyi konuşmaya tercih ederim. Hızlıdır ve yalanlar için daha az yer bırakır” diyen Le Corbusier’in sözünü esas alırım.
Çünkü siyaset gizli veya aşikar “yalanlarla” doludur malesef. Yalanla bina mı olur..! Olmaz, olmamalı…Ama böyle durumlarda hele böyle dar bir zaman dilimine sığdırılan seçimler her zaman risk taşır.
Aday, bu kısa zaman zarfını “teferruat gerektirmeyen” detayı daha az olan “kısa sözlerle” geçiştirmeye çalışacaktır.
Bana sorarsanız vatandaş olarak bu tür “oyunlara ve tezgahlara sakın gelmeyin.” Gaza gelmeyin. Palavralara kanmayın.
Seçimin bu kadar kısa zamana sığdırılması “projesi olmayan adaylar” için iyi bir fırsat… Aday için fırsat vatandaş için “kanma, aldanma, yutma” anlamı taşır. Vatandaş olarak kanmayacaksın, aldanmayacaksın, yutmayacaksın. İki kere iki dört…
5 YILLIK İCRAAT “5 DAKİKAYA SIĞMAZ”
Beş yıllık icraat için göreve talip olan adayları iyi tanımadan, söz ve söylemlerini tam olarak sindiremeden sakın ha sakın hemen SANDIĞA GİTMEYİN…
Adayı tanımadan, icraatlarını kavramadan aday hakkında bilgi sahibi olmadan hemen apar topar sandığa koşmayın.
Apar topar sandığa giderseniz apar topar hep birlikte batarız. Beş yıllık makam için göreve talip olanları iyi tanıyalım. Geçmişini, kalitesini, kapasitesini tam olarak bilmediğiniz bir adayı tanımadan sakın hemen karar vermeyin.
“BİR OY” O KADAR ÖNEMLİ İŞTE…
Beş yıllık icraat için 5 dakikalık söylemler sizi yanıltmasın aldatmasın… Kaybeden sadece fert olarak siz değil kentte köy de mahalle de kaybeder. Ülke de kaybeder; “Bir Oy” ok adar önemli işte…Onu demek istiyorum. Ülkenin her ferdi bir zincirin halkası gibiyiz. Bu anlayışta olursak birlikte kazanırız. Birlikte kazanmak istiyorsak birlikte karar vermeyi öğreneceğiz. Birbirimizi anlayarak kazanacağız.
“Dedi-kodu” yu atın çöpe. O dedi bu dedi işini unutun artık. Gelişmiş toplumlarda dedi kodu olmaz.
Seçeceklerimiz o kadar önemli işte.
“Oy benim bana karışma” deme lüksünüz yoktur. Herkes birbirinden sorumludur. Toplumdaki ortak kanaat nasıl oluşuyor nasıl gelişiyor nasıl olgunlaşıyor zannediyorsunuz ki !..
Yani öyle “apar topar” alınan kararlar yarın telafisi güç sonuçlara gebedir.
Seçeceğiniz adayın profili, donanımı, kapasitesi, kalitesi, ifadesi, referansı, toplumdaki yeri, becerisi…Hepsi önemli hepsi çok önemli…
O YÜZDEN SEÇECEĞİNİZ KİŞİNİN:
İş bitirici özelliği var mıdır?
Kapasitesi donanımı nedir ?
Deneyimi nedir?
Bugüne kadarki zamanını nerede ve nasıl geçirmiştir ?
Bilgi, birikim ve donanımı nedir? Toplumdaki veya görev yaptığı yerdeki başarı grafiği nedir? Nasıl tanınır, nasıl bilinir !..
Israrım “PROJE ÜZERİNDE DURUN. Proje proje proje !..”
Beş yıla yaymalı seçilecek kişi iş ve icraatlarını. Oyunuzu verirken bir günlük veya bir yıllık düşünmeyin. Beş yıl başımızda duracağını dikkate alarak adayı tanımaya çalışın…
Çalışacak olanları da iyi ayıklayın…Albert Camus öyle diyor:
Büyük olmanın yolu da deha gibi çalışma ve alın terinden geçer.”
Yani tembelle çalışkanı ayırın oy kullanırken.
Tolstoy öyle diyor: “Bozuk para insanın cebini deler; bozuk insan da kalbini. Bu yüzden HARCAYIN İKİSİNİ DE GİTSİN.”
İş yapmayacak olan, projesi ve hedefi olmayan adayları adamakıllı AYIKLAYIN. Pirincin içindeki kara taşları ayıklamak kolay. Önemli olan pirincin içindeki beyaz taşları bulmak görmek ve ayıklamak. Atmak…Yoksa ağzınızdaki dişler beyaz taşlara dayanmaz.
Bunu ben demiyorum bir Japon atasözü de benim bu söylemimi destekleyen mahiyettedir bilesiniz:
“Pirincin içindeki siyah taştan değil beyaz taştan kork !..”
Seçim “BEYAZ PİRİNÇ İÇİNDEKİ BEYAZ TAŞLARI SEÇME YARIŞIDIR.”
Beyaz taşları ayıklayın yeter !..
Çünkü seçim “beyaz taşları ayıklama yarışıdır.”
YORUMLAR