Mescidi Aksa; Efendimizin Miraca buradan çıkması, Müslümanların ilk kıblesidir. Bugün Filistin topraklarını işgal altında tutan Siyonist grupların Mescidi Aksayla ilgili iddiaları ve planları büyük ölçüde siyasidir. Özellikle dünya Müslümanlarının Kudüs ve Filistin davasıyla irtibatlarını koparmak amacıyla arada önemli bir bağ oluşturan Mescidi Aksa'yı ortadan kaldırmak amacıyla söz konusu iddiaları ortaya atmaktadırlar. Yıkım planlarının siyasi vechesinin bir ciheti de yahudi gruplarıyla ilgilidir. Söz konusu iddiaları kullanarak yahudilerin Kudüs konusunda daha aktif ve duyarlı olmalarını sağlamak, bu çerçevede ortaya atılan planların uygulanabilmesi için aralarında güç birliği oluşturmak istiyorlar.
İşgalci siyonistler Mescidi Aksa'yı ortadan kaldırabilmek için şimdiye kadar muhtelif girişimlerde bulundular. Bu girişimlerin ilki 1969'daki kundaklamadır. Daha sonra muhtelif zamanlarda saldırılar düzenlendi. Bu saldırılarda görünüşte "sivil" yahudiler öncü kuvvet olarak kullanıldılar. Ancak işgalci askerler ve polisler de onlara arka plandan yardımcı oldu, olaylara müdahale iddiasıyla Müslümanlara saldırarak katliamlar gerçekleştirdiler. Ancak biz bu yazımızda işgal süreci içinde, Mescidi Aksa'ya yönelik olarak gerçekleştirilen saldırıların ve bu mabed içinde veya çevresinde gerçekleştirilen katliamların ayrıntılarına girmeyeceğiz. Çünkü bu gelişmelerin ayrıntılarına girmemiz sözü bayağı uzatmamızı gerektirir.
İşgalci siyonist devlete önemli darbeler vuran son Aksa İntifadası da bilindiği üzere Mescidi Aksa'yı hedef alan bir baskın sebebiyle oradan patlak verdi. Siyonist devletin şu anki başbakanı ve o zaman muhalefette olan Ariel Şaron, Mescidi Aksa'yı ortadan kaldırma planlarının önünü açmak amacıyla, büyük bir kalabalığı etrafına toplayarak "ziyaret" adı altında Mescidi Aksa'ya baskın düzenlemeye kalkıştı. Ancak Allah'ın izniyle Filistinli Müslümanlar büyük fedakârlıkları göze alarak onun ve adamlarının kutsal mabede girmesini engellediler. İşte bu olayla patlak veren Aksa İntifadası kısa zamanda geniş bir alana yayıldı ve bugün siyonistleri Gazze'den çıkmaya zorlayan mücadele de bu mücadele oldu.
Siyonist devlet Filistin direnişi karşısında daha fazla tutunamayacağını anladığından Gazze'den çıkmak zorunda kaldı, ama bu çıkışını kâra dönüştürebilmek için muhtelif oyunlar oynamaktadır. Bu oyunların en tehlikelisi ise Kudüs ve Mescidi Aksa'yla ilgilidir. Siyonist devlet Batı Yaka bölgesine inşa ettiği ırkçı ayırım duvarının bir bölümünü de Doğu Kudüs dışına inşa ediyor ve bu duvar vasıtasıyla Kudüs ahalisinden olan Filistinlilerin önemli bir kısmını şehrin dışında bırakmayı amaçlıyor. İşte bu, yahudileştirme planının birinci merhalesini oluşturuyor. İkinci merhalesinde ise Kudüs'ün güneyindeki yahudi yerleşim merkezlerini bu şehre ilhak ederek oralara yerleştirilen yahudi göçmenleri Kudüs nüfusuna katmak, böylece bu şehirde yahudi nüfus oranını bayağı artırmak istiyor.
Bu arada duvar ve geçiş noktaları vasıtasıyla diğer bölgelerdeki Filistinlilerin Kudüs'e giriş çıkışlarını zorlaştırarak yahudilerin herhangi bir saldırı planları esnasında, Kudüs dışındaki Filistinlilerin içeri girip savunma yapmalarını zorlaştırmak için şartları oluşturuyor. Bu arada, aşırı dinci yahudi gruplarının Mescidi Aksa'ya saldırı düzenlemeye hazırlandıklarına dair haberler yayarak dünya kamuoyunu psikolojik yönden hazırlamak, herhangi bir gelişme olduğunda da sorumluluğu "aşırı dinci yahudiler"e yükleyerek işi bitirmek istiyor.
Bu itibarla Mescidi Aksa bugün ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Dolayısıyla tüm dünya Müslümanlarına büyük görev düşmektedir. Unutmayalım ki bu kutsal mabedi korumak sadece Filistinlilerin görevi değildir. Bu ümmetin ortak davasıdır. Bu vebal hepimizin üzerindedir.
YORUMLAR