Şeytanın büyük oyunu : Gıybet
Gıybeti hepimiz biliyoruz ama yine de kısaca tanımlayacak olursak ; Bir kimsenin gıyabında hoşlanmayacağı bir söz söylemek çekiştirmek, meydanda olmama, kaybolma halidir gıybet. Alalh-ü Tealanın en sevmediği davranışlardan biri olan gıybetten şiddetle kaçınalım arkadaşlar. Çünkü o da şeytanın bir oyunudur oyuna gelmeyelim. Şimdi gıybet ile ilgili olarak yazılmış bir makaleyi inceleyelim ;
Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de de şöyle buyuruyor:
Nisa /148- Allah, zulme uğrayanlar dışında kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez, Allah işitendir, bilendir.
49-;Hucurat/12- Ey iman edenler, zandan çok (veya zannın çoğundan) kaçının; Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın).
Kiminiz, kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin), sizden biriniz ölü kardeşinizin etini yemeyi sever mi? İşte bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup, sakının şüphesiz Allah, tövbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.
104/Hümezze/1- Arkadan çekiştirip duran kaş göz hareketiyle alay eden her kişinin vay haline!
Ayeti kerimeyi bir kere daha okumanızı rica ediyorum. Ne gördünüz? Ben gördüğümü size söyleyeyim;
Buradaki kötü harekette, başta Allah’ın kullarına karşı, dolaylı olarak da Allah’ı beğenmeme yatar. İkinci olarak da, Allah’ın kulları üzerinde ki, Allah’ın takdirini beğenmeme yatar. Bir de ne görüyoruz? Allah’ın öfkesini!
Bizler bu kötü davranışı görmezlikten gelsek ve düzeltmezsek, Allah’ın hiç sevmediği bir davranışı yapmakta ısrar etmiş oluruz. Bizlerin bunu göz önünde bulundurarak, Allah’ın hiç sevmediği davranıştan olabildiğince hassas davranarak kaçınmamız, biz Müslümanlara bir vazife olarak düşer.
Peki, Rabbimizin, iğrenç diye tarif ettiği bu gıybet davranışına, bizleri sevk eden sebepler nelerdir?
1- İntikam duygusunu tatmin.
2- Arkadaşlara muvafakat.
3- Gösteriş ve büyüklük; başkalarını küçültme, kendini büyütme.
4- Kıskançlık.
5- Hoşça vakit geçirdiğini zannetmek, güldürmek için başkalarının ayıp ve kusurlarını ortaya sermek.
6- Küçük düşürmek için alay etmek.(Gazali, İhya-u ulumuddin)
Aynı zamanda kişinin bedeni, nesebi, ahlakı, işi, dini, dünyası, elbisesi, evi, bineği, dedikodu konusu olabilir. (Şamil İslam Ans)
Peygamber (s.a.v), “Gıybet, kardeşini, hoşuna gitmeyecek şekilde anmandır.” (Tirmizi, Birr 23, Ahmed B. Hanbel, II 384,386)
Ne güzel dedi Resullullah (s.a.v) değil mi? ; Kardeş dedi, evet ya kardeş. Bugün çok muhtaç olduğumuz bir olgudur kardeşlik. Peki, ya Rasullullah, ben kardeşimin hoşlanmadığı bir şeyi söylersem ne olur? “Gıybet olur” diyorsun yani, kardeşimi yaralamadan önce, kalbimde kardeşime karşı ben yara almış oluyorum. Sevgisizlikle kalbimi karartmış oluyorum. Bir düşünün bakalım. Gıybetini ettiğiniz kişiyi şöyle bir saat sonra düşünün. Ona karşı sevgi hissetmeye çalışın, hissedebilecek misiniz?
Sorun kalbinize, asla! Sevgi hissedemeyeceksiniz! Ne oldu? Öyle ise o zaman ilk yarayı ben kendi kalbimde açmış oldum. Önce kendime kötülük yaptım, sonra da kardeşime.
Bu şekilde ümmeti bir düşünelim. Yara bere içinde, sevgisiz bir toplum oluştu. Eeee. Nerde kaldı ümmet olgusu?
Belki de biz Müslümanların, bu kadar bölük pörçük oluşumuzun altında, bu hastalığa sahip olmamız yatıyordur. Hiç düşündük mü? Bir kez de olsa düşünmemiz gerekmiyor mu?
Gelin hep beraber bizleri yaralayan bu hastalıktan, bir an önce kurtulmaya çalışalım. Ümmet bütünlüğünün en çok oluşması gereken bu zamanda, bu bütünlüğe bir katkımız olsun.
Nasıl mı? Ya hayrı söyleyelim, ya da susalım. Allah’ın Selamı Üzerinize Olsun.
YORUMLAR