Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular.- Malâyânîyi terk etmek kişinin İslâm’ının güzelliğindendir.
Malâyânî:Din ve dünya açısından faydası olmayan ve Allah rızasını kazanmak bakımından yararlı bulunmayan bütün sözlerdir. İmam Gazali: «Konuşulduğu zaman günah olmayan ve zarar vermeyen, fakat hiçbir faydası da bulunmayan bütün konuşmalar malâyanîdir» der. Bir kişinin yediği yemekten, giydiği elbiseden, evi için yaptığı alış-verişten bahsetmesi gibi. Bunları konuşmak mübah olduğu hâlde, din ve dünyaya faydası olmayan sözlerdir. Mübah olan konuşmalar malâyanî olunca haram ve mekruh olan konuşmalar, evveliyetle malâyanî olur.
Zaman kıymetli bir hazinedir. Ve hayat zamandan ibarettir. Bu değerli hazine boş ve faydasız söz ve fiillerle ziyan edilmemelidir. Zamanını dünya ve ukbasına fayda verecek, ebedî saadete vesile olacak ibadet ve taatle geçiren, ömür sermayesini Allah yolunda hayırlı hizmetlerle harcayan ve her türlü malâyanîden sakınan bir mü'min, müslümanlığını güzelleştirmiş ve kâmil müslüman vasfını kazanmış olur. «Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler.» (Mü'minun: 3) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
«Âdemoğlu sabahladığı zaman bütün organlar dilden kifayetli olmasını isteyerek derler ki: Bizim hakkımızda Allah'tan kork! Çünkü bizim istikametimiz sana bağlıdır. Sen istikamette olursan, biz de istikamette oluruz.Sen eğrilirsen biz de eğriliriz» buyurmaktadır. (Tirmizi)Süfyan bin Abdullah radıyallahu anh şöyle haber vermiştir.«Ey Allahın peygamberi! Bana öyle bir şeyden haber ver ki onunla kendimi ateşten koruyabileyim» dedim. Buyurdular ki:
-Rabbım Allah'tır, de. Sonra dosdoğru ol.-Ya Rasûlallah! Benim hakkımda en çok korktuğun şey nedir? dedim. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem mübarek dillerini tutarak:-İşte budur, buyurdular. (Tirmizi)Görülüyor ki dil mühim bir uzvumuzdur. Müslüman diline sahip olmalı, onu şerre, batıla ve faydasız şeylere alet etmemelidir.Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:«Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa hayırlı söz söylesin veyahut sussun.» (Buharî-Müslim)«Dilinin (sözünün) fazlasını tutan ve malının fazlasını infak eden kimseye müjdeler olsun» buyurmaktadır. (Beyhaki)Bizden önceki sâlih mü'minler, az konuşurlar, konuştukları zaman da muhakkak hak olanı konuşurlardı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin susması, konuşmasından çoktu ve onlar ihtiyaçlarından fazla olan mallarını da Allah yolunda infak ederlerdi.Bizler ise, malımızın fazlasını tutuyor. İsraf ve lükse ve nice haram olan şeylere sınırsız harcamalar yapıyor, Allah yolunda sarfetmek hususunda ise aşırı derecede cimrilik ediyoruz. Dilimize gelince, ona asla sahip olmuyor. Değil, zararsız olup da lüzumundan fazla konuşmalar yapmak, İslâm'ın haram kıldığı ve hatta bazen imanımıza bile zarar veren sözler ve lakırtılar etmekten çekinmiyoruz.
Dil, hakkı söylemek, Kur'an, hadis, fıkıh ve diğer faydalı ilimleri öğrenip, öğretmek, emr-i bi’l maruf, nehy-i ani’l münker yapmak, İslâmî tebliğatta bulunmak, helâl yoldan ticaret yapmak, zarurî ihtiyaçları gidermek gibi faydalı ve zarurî konuşmaları yapmak için kullanılmalıdır. Lüzumundan fazla konuşmak malâyanîdir.«Onların fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka vermeyi yahut bir iyilik yapmayı veya insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki müstesna» (Nisa: 114)Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:«Âdemoğlunun, iyiliği emretmek, fenalığı menetmek ve Allah azze ve celleyi zikretmek dışında konuştuğu sözler aleyhinde olup lehinde değildir.» buyurmuştur. (İbn-i Mace)Bugün kahve köşelerinde veya birçok dedikodu meclislerinde saatlerce çene çalan, gıybet, yalan, iftira ve hakaret dolu konuşmalarla ömür sermayesini tüketen insanlara ne demeli? Selef-i sâlihin, zararlı olmasa bile çok konuşmayı kötülemişler ve maksadı iki cümle ile ifade etmek mümkün iken üç cümle ile bitirmişlerdir.Elimize dilimize ve belimize sahip çıkmak zorundayız.Allaha emanet olunuz.
YORUMLAR