"Sivil anayasa ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, 'Yeni yasama yılıyla birlikte yeni ve sivil anayasa meselesine biraz daha ağırlık vereceğiz. Türk demokrasinin darbelerle ve darbeci zihniyetle hesaplaşmasını tamamlayabilmesi için sivil anayasa ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. 15 Temmuz Millî İrade Destanı'na imza atan bir milletin darbecilerin yaptığı bir anayasaya mecbur bırakılmasını doğru da adil de bulmuyoruz' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ahlat’ta gerçekleştirdiğimiz son kabine toplantımızdan bugüne ‘Aşk ile koşan yorulmaz’ düsturuyla ülkemiz ve milletimiz için aşkla çalışıyoruz. Ağustos ayına damga vuran şanlı zaferlerimizi her sene olduğu gibi yine büyük bir coşkuyla andık. 26 Ağustos’ta Anadolu’nun kapılarını milletimize açan Malazgirt Zaferimizin 953. seneidevriyesini nasıl gururla idrak ettiysek 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda da bu topraklardaki varlığımızı tescilleyen Büyük Zafer’in 102. yıl dönümünü aynı heyecanla kutladık.
“ORDUMUZUN DİSİPLİNİNE, İNSİCAMINA VE İTİBARINA GÖLGE DÜŞÜRECEK HER TÜRLÜ GİRİŞİMİN KARŞISINDAYIZ”
Harp okullarımızın mezuniyet törenlerine iştirak ederek genç teğmenlerin ve kıymetli ailelerinin mezuniyet sevincini paylaştık. Bu sene harp okullarımızdan 103’ü misafir olmak üzere bin 613 öğrencimiz mezun oldu. Okul birincilerimizin tamamının kadın teğmenler olması ayrıca anlamlıydı. Vatanına, milletine, millî iradeye ve milletin inanç değerlerine yürekten bağlı gençlerimizi Türkiye Yüzyılı’nın mimarları olarak görüyoruz. İyi yetişmiş, disiplinli, vatanperver gençlerimizle daima iftihar ediyoruz. Milletimizin göz bebeği ve Peygamber ocağı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücüne güç katan her adımın yanındayız.
Son 22 yılda ‘Güçlü Türkiye Güçlü Ordu’ şiarıyla her alanda çok önemli atılımlar gerçekleştirdik. Mesela savunma sanayinde yüzde 80 oranında dışa bağımlı bir ülkeyi her türlü silah ve mühimmatını kendi imkânlarıyla üretir hâle getirdik. İHA ve SİHA teknolojilerinde dünyanın ilk 3-4 ülkesinden birisiyiz. Uçak, helikopter, tank, füze, roket, bomba, silah, gemi, denizaltı ve daha pek çok başlıkta 22 yıl öncesine göre çok farklı bir seviyedeyiz.
Ancak, ordumuzun disiplinine, insicamına ve itibarına gölge düşürecek her türlü girişimin de karşısındayız. Demokratik denetim mekanizmaları çerçevesinde gerekli tahkikatı büyük bir hassasiyetle ve çok boyutlu bir şekilde yürütüyoruz. Kahraman ordumuzun yıpratılmasına da, ordumuz üzerinden siyasi hesap görülmesine de hiçbir surette müsaade etmeyiz. Aynı hassasiyet Cumhuriyetimizin banisi, İstiklal Harbimizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal için de geçerlidir. İşte dün aslına ve Gazi’nin hatırasına uygun olarak restore ettiğimiz Savarona yatını ziyaret ettik.
“TÜRKİYE’YE EN BÜYÜK ZARARI İSTİSMARCI SİYASET ANLAYIŞI VERMİŞTİR”
Burada şu hususun altını öncelikle çizmek isterim: Türkiye’ye en büyük zararı istismarcı siyaset anlayışı vermiştir. Zamanla aktörler değişse de bu siyaset tarzı maalesef kötü bir muhalefet geleneği olarak varlığını hâlâ sürdürmektedir. Son günlerde bunun tekrar ayyuka çıktığına şahitlik ediyoruz. Muhalefet yine istismar siyasetine sarılarak 14-28 Mayıs ve 31 Mart seçimlerindeki şaibeli sicilini aklamaya çalışıyor. Bizim burada söylemeye hicap edeceğimiz hakaretleri 3-5 oy uğruna sineye çekenler şimdi çıkmışlar yüzleri kızarmadan ahkâm kesiyorlar. Sınır ötesi ve okyanus ötesindekilerle ittifak yapıp iktidar hayali kuranlar, bugün Gazi Mustafa Kemal üzerinden millete ayar vermeye kalkıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kimyasal silah kullandı iftirası atanlara kol kanat gerenlerin bugün söyledikleri hiçbir sözün kıymeti yoktur. Milletimiz bunların samimiyetsizliğinin gayet farkındadır. Biz de bu oyuna gelmeyeceğiz, ülkemize ve demokrasimize hiçbir hayrı dokunmayan bu kışkırtıcı dile kesinlikle prim vermeyeceğiz.
Bu vesileyle, dün Tunceli Ovacık ilçesinde zırhlı aracın devrilmesi sonucu şehit olan jandarmalarımızla bugün Irak’ın Gara bölgesinde şehit düşen üsteğmenimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin acılı ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Kazada yaralanan jandarmamıza da acil şifalar temenni ediyorum.
“TURİZMDE 2024 HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIMIZA İNANIYORUZ”
1 Eylül’de hizmete verdiğimiz Rixos Tersane İstanbul Oteli’nin İstanbul’un turizmine ve tanıtımına önemli katkılar yapacağına inanıyorum. Geçen sene İstanbulumuzu 17 milyon 370 bin turist ziyaret etti. Ülke olarak dünyanın her köşesinden 56 milyon 700 bin kişiyi misafir ettik. Bu sene hedefimiz, 60 milyon turist, 60 milyar dolarlık turizm geliridir. Yılın ilk 7 ayında 35 milyon turisti ülkemizde ağırladık. Bölgemizdeki sıcak çatışmalara rağmen turizm sezonumuz iyi geçiyor. Turizmde 2024 hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz.
“YENİ VE SİVİL ANAYASA MESELESİNE AĞIRLIK VERECEĞİZ”
Eylül ayının ilk mesai günü adli yıl açılış törenimizi gerçekleştirdik. Yeni yasama yılıyla birlikte inşallah yeni ve sivil anayasa meselesine biraz daha ağırlık vereceğiz. Türk demokrasisinin darbelerle ve darbeci zihniyetle hesaplaşmasını tamamlayabilmesi için sivil anayasa ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur.
Şunu çok net söylemek durumundayım: 15 Temmuz Millî İrade Destanı’na imza atan bir milletin darbecilerin yaptığı anayasa mecbur bırakılmasını doğru da adil de bulmuyoruz. Son yılların temsil zemini en geniş Meclisi olan 28. Dönemin yeni ve sivil anayasa yapması millete karşı ödevidir. Meclisin bu vazifesini yerine getirebilmesi için elimizden geleni yapacağız.
“MISIR İLE BÖLGESEL KONULARDA YAKIN DİYALOG İÇİNDEYİZ”
4 Eylül tarihinde Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’yi ve heyetini resmî ziyaret kapsamında Külliyemizde misafir ettik. Şubat ayındaki tarihî ziyaretimizin ardından Sayın Sisi’nin iadeiziyaretiyle Türkiye-Mısır ilişkilerini çok daha ileri taşıdık. Farklı alanlarda imzaladığımız 17 mutabakat zaptıyla bu önemli ziyaret taçlanmış oldu.
Mısır ile Gazze, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika başta olmak üzere bölgesel konularda yakın diyalog içindeyiz. Gazze’de ateşkesin tesisi ve yardımların engelsiz girişi için yürüttükleri arabuluculuk çalışmalarında Mısır makamlarına destek veriyoruz. İsrail’in yayılmacı politikalarına hız verdiği bir dönemde tüm bölge ülkeleri olarak dayanışma hattını tahkim etmemiz gerekiyor. 12. ayına giren Gazze’deki soykırım karşısında İslam âleminin daha kararlı bir duruş sergilemesi için çabalarımızı hızlandırdık.
“İSLAM DÜNYASININ KARARLI TUTUMUNU ORTAYA KOYMASI ACİLİYET ARZ EDİYOR”
Şu gerçeği artık çok net biçimde görebiliyoruz: İsrail hükûmeti işgal ve istila politikasını ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı da içine alacak şekilde genişletme arayışındadır. Harem-i Şerif’e yönelik Siyonistlerin tacizleri ve baskınları artmaktadır. Bunların hepsini yakından takip ediyoruz.
Daha önce de söyledim, bugün tekrar vurgulamak istiyorum: merhum Nuri Pakdil’in ifadesiyle, yüreğimizin yarısı Mekke’dir, geri kalanı da Medine’dir, üstünde de bir tül gibi Kudüs vardır. Bunun için her fırsatta Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz. Görevi Kudüs davasına sahip çıkmak olan İslam İşbirliği Teşkilatının günden güne pervasızlaşan bu saldırılara bigâne kalması düşünülemez. Teşkilatın daha fazla vakit kaybetmeden liderler seviyesinde toplanması ve İslam dünyasının kararlı tutumunu ortaya koyması aciliyet arz ediyor. Bununla ilgili temaslarımızı yoğunlaştırarak sürdüreceğiz.
“EĞİTİMDE TEKNOLOJİK İMKÂNLARI EN YAYGIN KULLANAN ÜLKELER ARASINDAYIZ”
6 Eylül Cuma günü 5. Uluslararası Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi’nde eğitim camiamızla bir araya geldik. Eğitimde teknolojik imkânları en yaygın kullanan ülkeler arasındayız. Teknolojiyi üreten, geliştiren, ondan en üst düzeyde faydalanan ama teknolojinin esiri olmayan TEKNOFEST gençliğinin yetişmesi için tüm imkânlarımızı seferber ediyoruz. Bugün ilk ders zili çalan 2024-2025 eğitim-öğretim yılının öğrencilerimize, öğretmenlerimize, velilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Tüm öğretmenlerimize hizmetleri, emekleri ve engin sabırları için en kalbi şükranlarımı sunuyor, görevlerinde başarılar temenni ediyorum. İlk defa okula başlamanın heyecanını yaşayan evlatlarımızın her birinin tek tek gözlerinden öpüyor, Rabbim hepsine zihin açıklığı versin diyorum.
“NARİN KIZIMIZIN CANINI ALANLARDAN BUNUN HESABINI ADALET ÖNÜNDE MUTLAKA SORACAĞIZ”
Tabii okulların çocuklarımızın neşesiyle dolduğu bugünü, dün Diyarbakır Bağlar’dan gelen acı haber sebebiyle buruk karşıladık. Narin yavrumuzun hunharca katledilmesi hepimizin yüreğine kor bir ateş düşürdü. Narin kızımızın canını alanlardan bunun hesabını adalet önünde mutlaka soracağız. Masum bir yavruyu öldüren canilerin en ağır cezaya çarpıtılması için konunun bizzat takipçisiyim, takipçisi olacağım. Burada şunun da bilinmesini isterim: Sadece Narin evladımızın değil, tüm çocuklarımızın gözlerindeki ışıltıyı söndüren, ister bölücü teröristler olsun ister zehir tacirleri ve çeteler olsun ister yanındaki, yöresindeki vicdan fukaraları olsun bütün canilerle mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.
“AYŞENUR EZGİ KIZIMIZIN KANININ YERDE KALMAMASI İÇİN HER TÜRLÜ HUKUKİ ADIMI ATACAĞIZ”
Bugünkü ilk dersin ‘Çanakkale'den Gazze'ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi’ olması şüphesiz çok önemli mesajlar içeriyordu. Millî Mücadele’de dönemin emperyalist güçlerine karşı direniş destanını yazmış bir millet olarak Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Bugün Gazze’de Ramallah’ta verilen mücadelenin ne manaya geldiğini en iyi biz anlarız. Bu vesileyle önceki gün protesto eylemi sırasında İsrail güvenlik güçleri tarafından kalleşçe öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi evladımızı rahmetle yâd ediyor, ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı diliyorum. Ayşenur Ezgi kızımızın kanının yerde kalmaması için her türlü hukuki adımı atacak ve İsrail devletiyle mücadelemizi şüphesiz en üst düzeyde Lahey Adalet Divanı’na da müracaat etmek suretiyle devam ettireceğiz. Kadın, çocuk, yaşlı, sivil demeden 41 bin insanı katleden soykırımcı İsrail yönetimi işlediği suçların hesabını kesinlikle verecektir.
Cumartesi günü Kocaeli ve Gölcük’teydik. 21. İmam Hatipliler Kurultayı’nda ÖNDER mensupları ve imam hatip camiasıyla buluşmanın bahtiyarlığını yaşadır. Heyecanlarıyla, sevdalarıyla, öz güvenli duruşlarıyla bizleri farklı âlemlere taşıyan imam hatipli kardeşlerime tekrar teşekkür ediyorum.
Kocaeli’nin ardından Gölcük’e geçtik. Aralarında 300 yataklı Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi yeni binasının, TOKİ’nin inşa ettiği bin 528 konut ile toplam büyüklüğü 657 bin metrekare olan 3 millet bahçemizin, Kocaeli’nin 50 yıllık hayalini gerçeğe dönüştüren teleferiğin de olduğu toplam değeri 20 milyar lirayı bulan 149 kalem yatırımı hizmete açtık. Açılışını yaptığımız tüm eser, hizmet ve projelerin Kocaeli’ye, Gölcüklü vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Bakanlıklarımızı, ilgili bakan arkadaşlarımızı, kurumlarımızı, Kocaeli Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizi buradan tekrar tebrik ediyorum.
“ÖNCELİĞİMİZ VATANDAŞIMIZIN DERTLERİNE DERMAN OLMAK, SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETMEKTİR”
Muhalefetin kendi bünyesinde süren meydan muharebesini perdelemek amacıyla ortaya attığı tuzak gündemlerin peşine takılmıyoruz. Önceliğimiz vatandaşımızın dertlerine derman olmak, sorunlarına çözüm üretmektir. Tüm kabine toplantılarımızın değişmez gündemi ekonomidir. Hayat pahalılığının vatandaşlarımızın hayatında sebep olduğu sıkıntıları ortadan kaldırmak için yoğun çaba içindeyiz.
Popülist vaatlerin havada uçuştuğu 31 Mart sürecinde seçim ekonomisi uygulamadık. Daha fazla oy almak için milletimize uzun yıllar bedel ödetecek hiçbir adım atmadık. Ekonomi programımıza bağlı kalmaya itina gösterdik. Bunun olumlu etkilerini de hamdolsun görmeye başladık. Enflasyonda haziranda başlayan düşüş, ağustosta da devam etti. Son 3 ayda yıllık enflasyon 23,5 puan geriledi. İşsizlik oranı hedeflerimizin ötesinde iyileşti.
Depremin etkilerine rağmen kamu maliyesini hızla toparladık. Cari açığı hızla düşürdük. Dış dengede iyileşme sağladık ve ekonominin kırılganlığını önemli ölçüde azalttık. Son bir yılda brüt rezervlerde 50 milyar dolar, swap hariç net rezervlerde ise 80 milyar dolardan fazla artış sağladık. 150 milyar dolara ulaşan rezervlerimiz dış şoklara karşı dayanıklılığımızı güçlendiriyor. Son bir yılda risk primimiz 700 baz puandan, 270 baz puana geriledi ve dış finansman maliyetleri düştü. 2024 yılında kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu. Konut piyasasını da yakından takip ediyoruz. Depremin konut stokunda oluşturduğu kayıpları telafi etmek için yeni sosyal konut projeleri geliştiriyoruz.
“TEK HANELİ ENFLASYONA MUTLAKA ULAŞACAĞIZ”
Geçen yıl uygulamaya başladığımız Orta Vadeli Programı 2025-2027 dönemini kapsayacak şekilde daha da güçlendirdik. Açıklanan program ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütmeyi hedefliyor. Aynı zamanda verimlilik artışlarıyla potansiyel büyümemizi artıracağız. Para, maliye ve gelirler politikalarını uyum içinde yürüterek tek haneli enflasyona mutlaka ulaşacağız. Bunu daha önce nasıl yaptıysak, inşallah yine başaracağız. Yeşil ve dijital dönüşümü hızlandırarak cari işlemler dengesinde kalıcı bir iyileşme sağlayacağız.
İş ve yatırım ortamını iyileştirme çalışmalarımıza devam edecek, ekonomideki kayıt dışılığı azaltacak adımlar atacağız. Tüm bu kazanımlar ülkemizi tarihimizde ilk defa orta üst gelir grubundan, üst gelir grubuna çıkaracaktır. Şunu çok net ifade etmek isterim: Türkiye, enflasyonu düşürerek büyüyecek. Enflasyon düştükçe yatırım ortamı iyileşecek, öngörülebilirlik artacak, rekabet güçlenecek ve istikrarlı yüksek büyüme olacak. Bu süreç, beraberinde kalıcı refah artışını getirecek. Geçen yıl yüzde 5,1 büyüdük ve millî gelirimiz ilk kez 1 trilyon doları aştı. Bu yılın ikinci çeyreğinde millî gelirimiz 1,2 trilyon doları geçti. Dezenflasyon süreciyle uyumlu ve sağlıklı bir büyüme yolundayız.
“İŞ GÜCÜNÜN VERİMLİLİĞİNİ ARTTIRACAĞIZ”
Dış ticaret ortaklarımızdaki toparlanma ve enflasyondaki düşüşle birlikte çok hızlı bir canlanma bekliyoruz. Bu yılı yüzde 3,5’luk bir büyümeyle kapatmayı ve 2025-2027 döneminde büyümede kademeli bir artış görmeyi öngörüyoruz. Sanayideki üretim çeşitliliğimiz, hızlı uyum kabiliyetimiz ve nitelikli insan kaynağımız en büyük avantajlarımızdır. Biz gücünü genç, dinamik ve kaliteli insan kaynağından alan bir ülkeyiz. Büyümenin istihdam oluşturması işte bu yüzden çok çok önemlidir.
2023’te depremin etkilerine rağmen 880 bin yeni istihdam sağlandı. 2024’te bu yükseliş devam etti. İkinci çeyrekte istihdamı 32,7 milyon kişiye ve iş gücüne katılım oranını da yüzde 54,4’e çıkartarak rekor kırdık. İşsizlik oranı ise yüzde 8,8 olarak gerçekleşti. Son 1 yılda 1 milyon 105 bin ilave istihdam imkânı oluşturduk. Orta Vadeli Programda hedefimiz, işsizliği tek hanelerde tutarak 2,3 milyon yeni istihdam sağlamaktır. Bu doğrultuda değişen çalışma biçimlerine uygun düzenlemeler yapacak, mesleki eğitimi güçlendirecek ve iş gücünün verimliliğini arttıracağız. Gençlerin ve kadınların iş gücü piyasasına katılımını destekleyerek ekonomideki rollerini öne çıkartacağız.
“2023’TE İHRACATIMIZ 256 MİLYAR DOLARLA REKOR KIRDI”
İhracatta da hamdolsun çok iyi bir ritim yakaladık. Zayıf küresel ticarete ve depremin etkilerine rağmen 2023’te ihracatımız 256 milyar dolarla rekor kırdı. İhracattaki güçlü performansı 2024’te de sürdürüyoruz. Yıllık ihracat ağustosta 262 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ağustos ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,4 artışla 22,1 milyar dolar oldu. 2024 Ağustos ayında ihracatın ithalatı karşılama oranındaki 10,5 puanlık yükseliş, dış ticaretimizdeki başka bir güzel gelişmeydi.
Dış ticaret açığımız 2024 yılı ilk 8 ayında yüzde 33,6 oranında azaldı. Dış ticaretimizdeki dengelenmenin güçlenerek devam ettiğini görüyoruz. Dış ticaretteki iyileşme ve artan turizm gelirleriyle geçen sene mayısta 57 milyar dolar olan cari açık, haziran ayında 25 milyar doların altına indi. Millî gelire oranla 2024 sonunda yüzde 1,7, Orta Vadeli Program dönemi sonunda ise yüzde 1,3’lük bir cari açık bekliyoruz.
“ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELECEK OLAN YİNE BİZİZ”
Yüksek katma değerli üretim ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla cari açıkta kalıcı iyileşmeyi sağlayacağız. Vergide adalet ve etkinlik ilkelerini gözetirken kayıt dışı ekonomiyle mücadeleden taviz vermeyeceğiz. Milletimizin, kurumlarımızın ve iş dünyamızın desteği ve sahiplenmesiyle inşallah tüm bu hedeflere ulaşacağımıza inanıyoruz. Türkiye ekonomisi bu süreçten daha da güçlenerek çıkacak, çok farklı bir lige yükselecektir. Vatandaşlarımdan daha kendi meselelerini bile çözemeyen kifayetsizlere kulak asmamalarını özellikle rica ediyorum. Ben milletimin irfanına her zaman güvendim, güveniyorum. Sorun varsa aşacak olan biziz. Dert varsa derman bulacak olan biziz. Zorlukların üstesinden gelecek olan yine biziz. Yeter ki inancımızı, dayanışmamızı, umudumuzu koruyalım. Allah’ın izniyle gerisi sadece zaman ve biraz sabır meselesidir.
“GENÇLERİMİZİN HAK ETTİĞİ YERLERE GELMESİ İÇİN HİÇBİR FEDAKÂRLIKTAN KAÇINMIYORUZ”
Son 22 yılda ciddi yatırımlar yaptığımız alanların başında gençlik ve spor geliyor. Toplam spor tesisi sayımızı bin 575’ten aldık, 4 bin 421’e çıkardık. Türkiye’nin dört bir köşesini kapalı spor salonlarıyla, halı sahalarla, basketbol, voleybol sahalarıyla, yüzme havuzlarıyla donattık. 2002 yılında toplam lisanslı sporcu sayımız 278 bin kişiyken, bugün 16 milyona yükseldi. 2002 yılında bütün spor dallarında aldığımız madalya sayısı bin 481 adetti, 2023 yılı sonu itibariyle 8 bin 449 rakamına ulaştı.
Öğrenci yurtları, muhalefetin en çok kışkırttığı konulardan biriydi. Bu alanda dünyada eşi benzeri olmayan bir sistem inşa ettik. 81 ilimiz ve 266 ilçemizdeki yurtlarımızla öğrencilerimizin hizmetindeyiz. Bakınız 2002 yılında 182 bin yatak kapasitesine sahip 190 yükseköğretim yurdu vardı. Bugün 857 yurdumuzda toplam 989 bin yatak kapasitesine sahibiz. Bu yıl ilk yerleştirmede yüzde 86 oranında öğrencimiz yurtlarımıza yerleşti. Toplam 356 bin geçerli başvurudan 306 bin öğrencimizin yerleştirmesi ilk aşamada gerçekleşti. Hiçbir öğrencimiz mağdur edilmeyecek şekilde talep eden her öğrencimize barınma imkânı sunacağız. Sporda, bilimde, sanatta, siyasette, iş dünyasında gençlerimizin hak ettiği yerlere gelmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyoruz.
Bilhassa engelli gençlerimizin hayallerini gerçekleştirebilmesi, hayatın her alanında engelsiz yer alabilmeleri için yoğun gayret sarf ediyoruz. Paris 2024 Paralimpik Oyunları, attığımız adımların karşılığını görme bakımından önemli bir referans teşkil etti. Engelli sporcularımız gerçekten tarihî bir başarıya daha imza attılar. Kazandıkları 6’sı altın, 10’u gümüş, 12’si bronz toplam 28 madalyayla sporcularımız milletimize büyük bir gurur yaşattılar. Buradan kendilerini canıgönülden tebrik ediyorum.
Paris Olimpiyatlarından toplam 36 madalyayla döndük. Olimpiyat oyunlarında ülkemiz adına yarışan, ter döken, elinden gelenin en iyisini yapan tüm sporcularımıza teşekkür ediyor, madalya kazanan sporcularımızı ayrıca kutluyorum. Çok daha iyi yerlere geleceğimizden şüphe duymuyoruz. 2028 Los Angeles Olimpiyatlarına sadece madalya kazanmak için değil rekorlar kırmak ve yeni branşlarda ülkemizi gururlandırmak için gideceğiz.
Bu düşüncelerle kabine toplantımızda aldığımız kararların milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Bu akşam İzlanda ile oynayacakları uluslararası futbol müsabakasında A Millî Futbol Takımımıza başarılar temenni ediyorum.”