Şehâdetin mübarek olsun
Gecenin karanlık koynunda hedefe kahpece yönlendirilmiş bir füze daha…
Güneşin insanlığın üzerine belki de büyük bir mahcubiyetle doğduğu bir gün daha…
GÜN YİNE BİR ŞEHADET GÜNÜ…Gözler buğulu… Kalpler titrek bugün.
Başlar eğik!
Mahcubuz bugün…
Ey büyük şehit… Ey aziz şehit… Ey mücahit Heniyye…
Biz şahidiz, şehâdeti ilmek ilmek dokumuş,
şehâdeti yüreklere nakşetmiş bir ömrün şerbetini içtiğine…
Şahidiz biz… Yurdun çoğu zaman sürgün oldu… Ülke ülke gezdin… Yurdun sürgündü ama özgürlük sürgünleri, zafer sürgünleriydi seninki… Sürgün hayatın çilekeşliği bir tarafa, zafer sürgünleri veren bir çınar gibiydin. Sen Filistin’in özgürlük meşalesi, sen zafer sürgünüsün… Zindanların da hapsedemediği Gazze yürekli mücahitsin sen.
Ey büyük şehit!
Senin hayatın ne allanmış pullanmış cümlelerle cilalanmaya muhtaç, ne de duygusal metinlerle boyanmaya.
Evet, sen gittiğin yerlerde törenlerle karşılanmadın… Ayaklarının altına kırmızı halılar serilmedi!
Protokol yolları senin için süslenmedi belki…
Bu zalim dünya sana Allah’ın dünyasını dar etmeye kalkıştı… Ama sen zalime bu dünyayı dar ettin!
Sen küresel efendilerin, terörist İsrail’in uşaklarının izin verdiğince değil! Allah’ın istediğince yaşadın!
Senin protokol yolun şehâdet yoluydu, şahidiz…
Can parelerin… Evlatların ve torunların kahpe İsrail’in saldırısıyla şehit olunca... Taziye için gençlerimiz yanına vardığında… Hani bir şehâdet dersi vermiştin ya: “Taziye için geldiyseniz taziye kabul etmiyoruz. Ancak tebrik etmek isterseniz tebriklerinizi kabul ederiz…” Şehâdet için, zafer için doğmuş bir ailenin reisi değildin sadece… Ümmet ve insanlığın izzet ve şerefini de taşıyordun her gittiğin yere. Şimdi biz de diyoruz ki, şehitler ölmez… Şimdi biz de diyoruz ki Allah şehâdetini mübarek kılsın. Kulluk zaferin kutlu olsun! Taziye değil, tebrikler senin olsun… Melekler, âlemler seni tebrikle, duayla ansın her daim. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’mız… Şeyh Ahmet Yasinler, Abdülaziz Rantisiler… Filistin’in on binlerce şehidi sana “hoş geldin” desin!